Eğitim Sen’den yapılan açıklamada “Üniversitelerin demokratikleştirilmesi önündeki en temel engellerden birisi olan Yükseköğretim Kurulu kapatılmalı ve üniversiteler arasında koordinasyonu sağlayacak, demokratik, katılımcı ve çoğulcu modeller hayata geçirilmelidir. Üniversitelerin yönetim mekanizmalarının hızlıca demokratik ve katılımcı yapıya kavuşturulması gerekmektedir. Üniversiteler, Cumhurbaşkanı tarafından atanan rektörler tarafından değil, üniversite bileşenlerinin ortak iradesiyle seçilen kurullar eliyle yönetilmelidir” denildi
Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanı’nın rektör atama ve görev süresi dolmadan Merkez Bankası Başkanını değiştirme yetkisini iptal etti.
Anayasa Mahkemesi, 2017’de yapılan Anayasa değişikliğine uyum sağlamak amacıyla çıkarılan 233 maddelik kanun hükmünde kararnamedeki 228 farklı düzenlemenin iptaline karar verdi.
Buna ilişkin en dikkat çekici iptal, rektör atamalarına ilişkin oldu. Daha önce rektörler, üniversitelerde yapılan seçimler sonucunda YÖK’ün gösterdiği üç aday arasından Cumhurbaşkanı tarafından atanıyordu. Ayrıca rektör olabilmek için profesör olarak üç yıl olarak görev yapmak gerekiyordu. Ancak bu düzenleme, kararnameyle kaldırıldı ve rektörlerin doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atanacağı hükme bağlandı.
Bu düzenlemeyi Anayasa’ya aykırı bularak iptal eden Anayasa Mahkemesi, gerekçesinde “Devlet üniversitelerine rektör atanma şartlarında değişiklik öngören kural, Anayasa’nın İkinci Kısmı’nın Dördüncü Bölümü’nde yer alan kamu hizmetlerine girme hakkına ilişkin düzenleme içerdiğinden Anayasa’nın mülga 91. maddesi uyarınca KHK ile düzenlenemeyecek yasak alanda kalmaktadır” dedi.
Kararnameyle yükseköğretim kurumlarında yabancı uyruklu öğretim elemanı çalıştırılmasına ilişkin esas ve usuller de düzenlenmişti. Bunun Anayasa’da yapılan düzenlemelere uyum kapsamında olmadığını belirten mahkeme, iptal kararına imza attı.
Eğitim Sen’den açıklama
Eğitim Sen Genel Merkezi yaptığı yazılı açıklamada “Üniversitelerin demokratikleştirilmesi önündeki en temel engellerden birisi olan Yükseköğretim Kurulu kapatılmalı ve üniversiteler arasında koordinasyonu sağlayacak, demokratik, katılımcı ve çoğulcu modeller hayata geçirilmelidir. Üniversitelerin yönetim mekanizmalarının hızlıca demokratik ve katılımcı yapıya kavuşturulması gerekmektedir. Üniversiteler, Cumhurbaşkanı tarafından atanan rektörler tarafından değil, üniversite bileşenlerinin ortak iradesiyle seçilen kurullar eliyle yönetilmelidir” dedi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
Anayasa Mahkemesi’nden Tarihi Karar!
Cumhurbaşkanı’nın Rektörleri ve YÖK Üyelerini Doğrudan Ataması İptal Edildi!
12 Eylül cuntacıları tarafından kurulan YÖK’ün, kurulduğu günden bugüne üniversitelerde eleştirel düşünceyi, akademik özgürlüğü, iş güvencesini ve özgür üniversite fikrini ortadan kaldırmak için taşıdığı işlevsellik tartışma götürmez bir gerçektir.
Ancak Türkiye üniversiteleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gülen cemaatine yönelik “Dün kaç üniversiteniz vardı bugün kaç?” çıkışıyla birlikte üzerinde kurulmak istenen iktidar çatışmasının en uç örneğinin yaşanmasına tanık olmakla kalmadı, OHAL KHK’leri ile birlikte de siyasi iktidarın tüm ipleri eline aldığı bir dönemi yaşadı ve yaşıyor!
Hatırlanacağı üzere ihraç politikası, işten çıkarma ve istifaya zorlama pratikleriyle üniversiteleri üniversite olmaktan çıkaran siyasi iktidar, OHAL ve KHK rejiminin kendisine tanıdığı imkânlarla üniversitelerdeki tüm iktidar ilişkilerini kendisine bağladı! Üniversitelerde “milli irade tecelli edecek” nidaları atan yandaş sendika ise rektörlerin doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atanmasını alkışlarla karşıladı!
Üstelik bu alkışlara sebep olan düzenleme, eski rektör atama sisteminin dahi demokratik bulunmadığı, yıllardır daha demokratik bir rektör atama sisteminin var edilerek rektörlerin aşırı yetkilerinin sınırlandırılması taleplerinin arttığı ve üniversite bileşenlerinin tamamının yönetim ve denetim mekanizmalarına katılımının sağlanmasının istendiği bir dönemde geldi!
Haliyle rektörlerin üniversitelerdeki tüm iktidar ilişkilerinin Cumhurbaşkanı’na bağlanması, başta Boğaziçi Üniversitesi bileşenleri olmak üzere birçok üniversitedeki kayyım rektörlere karşı direnişle karşılaştı. Bunun karşılığı ise üniversite bileşenlerine yaşatılan ağır hukuksuzluk ve cezalandırma uygulamaları oldu.
Ayrıca, üniversite rektörlerinin doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atanması, rektörlerin üniversite bileşenlerine, akademik özgürlüğe, etik ilkelere ve topluma karşı değil, sadece siyasi iktidara karşı sorumluluk taşımasına neden olmuştur. Bunun sonucunda üniversite yönetimleri tarafından makbul görülen akademisyenler, uzmanlık alanları dışındaki bölümlerde görevlendirilmekte ve akademideki niteliksizleşme derinleştirilmektedir. Rektörlere dair YÖK’e yapılan şikâyetler de sonuçsuz bırakılmaktadır. Dolayısıyla üniversitelerdeki keyfi ve hukuksuz uygulamaların failleri cesaretlendirilmektedir.
Yaşanan söz konusu hukuksuzluk, baskı ve dayatma uygulamalarının ardından, bugün Anayasa Mahkemesi tarihi bir karar verdi! Bu karara göre;
- Rektörlerin doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atanmasını,
- YÖK bünyesinde görev yapacak Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) üyelerinin fiilen Cumhurbaşkanı tarafından atanmasına olanak sağlayan “ÜAK tarafından seçilenlerden bir ay içinde Cumhurbaşkanı tarafından atanmayanların yerine yeni adayların seçimlerinin iki hafta içinde yapılmadığı takdirde, Cumhurbaşkanınca doğrudan atama yapılması” hükmünü,
- Yabancı uyruklu öğretim elemanı istihdamını,
düzenleyen 02.07.2018 tarihli ve 703 sayılı Anayasada Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin ilgili maddeleri iptal edilmiş, kararın Resmi Gazete’de yayınlanmasının ardından on iki ay sonra yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.
Eğitim Sen olarak talebimiz açık ve nettir! Üniversitelerin demokratikleştirilmesi önündeki en temel engellerden birisi olan Yükseköğretim Kurulu kapatılmalı ve üniversiteler arasında koordinasyonu sağlayacak, demokratik, katılımcı ve çoğulcu modeller hayata geçirilmelidir. Üniversitelerin yönetim mekanizmalarının hızlıca demokratik ve katılımcı yapıya kavuşturulması gerekmektedir. Üniversiteler, Cumhurbaşkanı tarafından atanan rektörler tarafından değil, üniversite bileşenlerinin ortak iradesiyle seçilen kurullar eliyle yönetilmelidir.
Kaynak: Sendika.Org
