Özgür Denizli

Cinsiyet çaprazı: Sanat kimin içindir? – Özgün Biçer

Hızla büyüyen bir birikim alanına dönüşen sanat alanında mülkiyet yasaları işlemeye devam ediyor. Tüm bu koşullarda kadınların emeğinin daha görünür kılınması için yapılabilecekler de yok değil.

Sanat kimin içindir? Sanat sanat için, sanat halk için…

Başlığı görünce derin sanat tarihi tartışmalarına giriyorum sanılmasın. Elbette bu alanı konunun uzmanlarına, sanat tarihçilerine bırakıyorum. Ama bu cümle ile giriş yapmamın bir sebebi var. Sanatın aslında kimin için olamadığının peşine düşüyorum.

Nasıl?

Son yıllarda hem sanat mekanlarının sayısının artması hem de NFT gibi yeni dijital sanat mecralarının ortaya çıkmasıyla ilgi artıyor. Örneğin Galataport’taki yeni yerine geçen İstanbul’un ilk modern ve çağdaş müzesi İstanbul Modern’i açıldığından beri 8 milyon 200 bin ziyaretçi gezmiş. Son birkaç yıldır düzenli yapılan Contemporary’nin geçtiğimiz günlerdeki sergisini 24 bin sanatsever gezmiş. Ve şimdi Art İstanbul Feshane açıldı. Burası sanat izleyicisi için yeni bir rota sunuyor. 300 sanatçının 400 eserinin sergileneceği bir alandan bahsediyoruz.

.

Bu rakamlara bakınca sanatın herkes için olduğunu düşünebiliriz.

Elbette sanata olan ilginin artması önemli bir kültürel birikim ama diğer tarafta kocaman bir ekonomik büyüklük yatıyor. Bu da sanatı izleyenler ve edinenler arasındaki uçurumu genişletiyor. Öyle ki müzeler, sergiler ve galeriler, yatırımcılar ve sanatçılardan oluşan bu evren 2022 yılında dünyada 65,1 milyar dolara ulaşmış. Özellikle NFT gibi dijital içerikler geliştikçe hacmi daha da büyüyor ve bireysel yatırımcılar açısından da sanat bir araç haline geliyor.

Tabii bu sanatın muhalif kimliğine dair başka bir tartışma yaratmakta.

Benim gelmek istediğim yer ise sanat dünyasına ‘cinsiyet çaprazı’yla bakmak.

Sanat dünyasında kadınlara hiçbir zaman eşit davranılmadığı bir gerçek. Tarihsel olarak derin bir arka planı var. Meraklısı Camille Claudel’in hikayesine bakabilir. Rodin’in arkasında dehası görünmez olan Claudel.

Bugün de kadınlar, sanat dünyasında görünmezlikle baş etmeye devam ediyor. Müzelerde, galerilerde müzayede evlerindeki sanatçıların nasıl temsil edildiği farklı bir şekilde bakmak bu eşitsizliği görmek için yeterli.

Georgia O’Keefe’nin White Flower

Tüm bu rakamların toplamında küresel piyasada 192 milyon dolarlık cinsiyet uçurumundan bahsediyoruz. Elbette belki de erkeklerin sanat alanında daha birikimli ve yetenekli olabileceğini düşünebilirsiniz. Ancak yapılan bir çalışma(3) bunun önemli bir bilinç dışı yanlılığımız olduğunu gösteriyor. Araştırmada katılımcılara bilgisayar tarafından üretilmiş bir sanat eseri sunulur ve onlardan tabloyu ne kadar sevdiklerini derecelendirmelerini istediler. Katılımcıların yarısı eserin altında sanatçı olarak listelenen bir kadın adını, yarısı ise bir erkek adını gördü. Her iki durumda da tablo aynıydı, bilgisayar tarafından üretilmiş tablo. Sanata ilgi duyan ve müze gezen katılımcılar erkek sanatçı listelendiğinde daha yüksek puan vermişlerdir. Bu sonuç, erkek sanat eseri tercihinin cinsiyet yanlılığının bir işlevi olduğunu ve kadın ve erkek arasındaki yetenek farkının olmadığını açıkça göstermekte.

Şimdi başa dönecek olursak, sanat herkes için olabilir mi? Hızla büyüyen bir birikim alanına dönüşen sanat alanında elbette mülkiyet yasaları işlemeye devam ediyor. Ancak tüm bu koşullarda kadınların emeğinin daha görünür kılınması için yapılabilecekler de yok değil.

1. https://nmwa.org/support/advocacy/get-facts/
2. https://www.forbes.com/sites/kimelsesser/2022/08/30/the-192-billion-gender-gap-in-art/?sh=1557acd12d14
3. Gendered Prices, Renée B Adams, Roman Kräussl, Marco Navone, Patrick Verwijmeren; The Review of Financial Studies, 2021

*Marmara Üniversitesi, İktisat Fakültesi

Kaynak: Duvar

Exit mobile version