İstanbul’da yaşayan trans Ajda Ender, komşularının isteği üzerine hakkında çıkartılan “uzaklaştırma” kararı nedeniyle evine giremiyor. Trans kadın Eylül Cansın’ın yaşamına son vermesinin üzerinden beş yıl geçti. Kadınlar, bir çok kentte, “Çocukların Cinsel İstismarının Affı Olmaz” diyor.

Görsel: Sosyal medya, Eylül ve köpeği

“Merhaba herkese öpücükler yolluyorum. Bugün benim en güzel günüm. Çok mutluyum ama bugün benim için bir güzel gün daha olacak herkese teşekkür ediyorum, herkesi seviyorum.

“Yapamadım. Yapamadım çünkü insanlar bana izin vermedi. Çalışamadım. Bir şeyler yapmak istedim yapamadım. Bana çok engel oldular. Beni çok mağdur ettiler. Herkesi Allah’ıyla baş başa bırakıyorum.”

Eylül Cansın, 4 Ocak 2015’de yaşamına son verdiğinde 23 yaşındaydı. Trans bir kadındı. Eril zihniyet, onu da hedef aldı. Dışlandı, ötekileştirildi, yaşamasına izin verilmedi.

Ölmeyi seçmek zorunda bırakıldığı günü, “Bugün benim en güzel günüm” diye tanımlaması, sayısız transın yaşamını ve toplumun dayattığı nefret söylemini özetliyor.

Aradan, beş yıl geçti. Toplumun ve ataerkil devlet sisteminin translara yönelik ayrımcı, dışlayıcı politikaları bir parça dahi azalmadı. Sistematik şiddet devam etti.

Ajda sosyal ölüme mahkum edildi

Örneğin, İstanbul’da yaşayan Ajda, sadece trans kadın olduğu için sahibi olduğu apartman dairesine giremiyor.

İki komşusunun sürekli olarak şikayet ettiği, trans olduğu için her türlü suçlamayı yöneltme hakkına sahip olduklarını düşündükleri, darp ettikleri Ajda, sırf onlar istemiyor diye, yaşayamıyor. Aslında, Ajda’nın yaşamasına izin verilmiyor.

Komşuları, konuyu, önce kolluk kuvvetlerine, sonra yargıya taşıdı.

Bu sırada Ajda, ikisi tarafından darp edildiğini, saçının çekilmesi gibi küçük düşürücü hareketlerle karşılaştığını, oturduğu daireye giremesin diye merdiven lambalarının söküldüğünü, hakkında asılsız dedikodular yayıldığını anlattı mahkemelere. Ama, yargı onun beyanlarını değil, aynı zamanda nefret söylemi yayan iki komşuyu dinledi.

Ajda, hakkında uzaklaştırma kararı verildi. Avukatı Eren Keskin, karara itiraz etti ancak değişen bir durum yok.

Ajda, evine giremediği için tasarladığı kıyafetleri de sahiplerine ulaştıramıyor. Sosyal bir ölüme mahkum edilen Ajda’nın sesini duymak bu kadar zor mu?

Nefret söylemi yaymak suçtur ve hatırlatıyoruz, kadın cinayetleri gibi trans cinayetleri de politiktir!

***

İstismarın affı olmaz!

Önümüzdeki hafta, kadınlar en az 25 kentte eş zamanlı olarak söz söyleyecek. Konu, daha önce pek çok kez gündeme getirilen,  “çocuk istismarı zanlılarına af” düzenlemesi.

Tasarının, 7 Ocak Salı günü Meclis’in açılmasıyla birlikte görüşüleceği tahmin ediliyor.

Tasarıya göre, çocuk ile cinsel istismar faili arasındaki yaş farkının 10’un üzerinde olmaması ve evlendirilmeleri durumunda verilen ceza erteleniyor yani ceza verilmiyor.

Benzer tasarıyı, kadınlar, 2016’da “Tecavüzü meşrulaştıramazsınız”, 2018’de “İstismarı affettirmeyiz” diyerek, geri püskürtmüştü.

Yeniden gündeme gelen tasarıya karşı, kadınlar, 6-7 Ocak’ta bir çok kentte, “Çocukların Cinsel İstismarının Affı Olmaz” diyor.

Bütün siyasi partilerin kadın milletvekillerinin de desteği ile tasarının bir kez daha geri çekileceğini umut ediyoruz.

Buluşmaların yapılacağı illerin sayısı her geçen saat artarken, netleşen buluşma noktaları şöyle:

İstanbul

Nafaka Hakkı Platformu ve TCK 103 Kadın Platformu çağrısıyla saat 11.00’da Limonlu Bahçe’de basın toplantısı.

Ankara

12:30 – Güvenpark (Eski YKM önü)

Antalya

12.30 – Attalos Heykeli önü

Mersin

12:30 – Özgür Çocuk Parkı

İzmir

12:30 Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önü

Kocaeli

18:30 Belediye İş Hanı önü

Eskişehir

12:45 – Kanatlı Önü

Mardin

11:00 – KESK Binası

Urfa

11:00 – SES Urfa Şubesi

Batman

11.00 – Batman Barosu önü

Şırnak

12.00 – Cumhuriyet Meydanı

Artvin / Kemalpaşa

12.30 – Çarşı Meydanı

Erzincan

13:30 – Katre Kadın Derneği binası

Antakya

18:00 – Köprübaşı

Çanakkale

12:30 – İskele Meydanı

Bodrum

16.00 – Bodrum Belediyesi Kadın Ağacı önü

Kaynak: Bianet-Evrim Kepenek

  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…