Fotoğrafta kimler yok ki? Trump’ın sağ yanında az önce Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a ayaküstü sitem ederken “beni hiç dinlemedin … endişeliyim” diyen ve arkasından da prensi “ben sözümü tutarım” sözüyle teskin eden Macron duruyor.
Dünyanın en büyük ekonomilerinin liderleri bu sefer Arjantin’de bir araya geldiler. G20’yi oluşturan ülkeler, toplam gayrisafi hasılanın beşte dördüne, dünya ticaretinin ise dörtte üçüne sahip. Ayrıca dünya nüfusunun üçte ikisi de bu ülkelerde yaşıyor. Sadece Birleşmiş Milletler’e üye olan ülke sayısının 192 olduğu düşünülürse, bu ilk 20’nin dünyanın geriye kalan en az 172, gerçekte ise bu sayıyı çok daha fazla aşan ülkesi üzerinde nasıl bir tahakküm gücü olduğu daha iyi anlaşılır. Zirvenin sonunda çekilen aile fotoğrafında kimin nerede duracağı, kimin yanında poz vereceği nasıl belirlenir bilmiyorum; ama Meksika sınırına yığılan binlerce mülteciye
İngiltere Başbakanı Theresa May ise Macron’dan daha tecrübeli bir siyasetçi olduğu için, Muhammed bin Selman’la kameralara yakalanabilecek ayaküstü bir görüşme yerine kapalı kapılar ardında bir araya gelmeyi yeğliyor. Başbakanlık
Zirve, Muhammed bin Selman için zamanlaması iyi ayarlanmış bir PR (halkla ilişkiler) çalışması olmuşa benziyor. Başından beri “belki yapmıştır, belki yapmamıştır”, “belki de dünya suçlanmalı, çünkü dünya çok vahşi bir yer”, “babasıyla da konuştum”, “işlenen suçtan tiksiniyorum, … Veliaht Prens de benden daha fazla tiksiniyor ve bunu kesin bir dille reddediyor” gibi açıklamalarla Prens’in bu korkunç cinayetteki sorumluluğunu muğlaklaştırmaya çalışan Trump’la “kısa ve arkadaşça bir sohbet” gerçekleştirdiği açıklanan Selman’ın, Hindistan, Meksika, Güney Kore, Güney Afrika ve Çin liderleriyle çektirdiği fotoğraflar Suudi Dışişleri Bakanlığı tarafından hızla paylaşıldı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le neşeli tokalaşması ve karşılıklı atılan kahkahalar ise, petrol ve paraya hükmeden bir tiranın sırf muhalif görüşleri nedeniyle bir gazetecinin katledilmesindeki payının dünyanın en büyükleri tarafından sadece bir teferruat olarak görüldüğünü bir kez daha göz önüne serdi. Elbette tümü olmasa da birçoğu dünyanın önde gelen demokrasileri arasında sayılan bu ülkelerin liderlerinin, Veliaht Prens’e biraz surat asmaları, yanından geçerken ters bakmaları ya da Macron gibi alçak sesle sitem etmeleri, bu zirvede tıpkı Selman’ın imajı için olduğu gibi, bu ülke liderlerinin imajları için de gerekli hamlelerdi. Neticede Selman, aile fotoğrafında kendisine arka sıranın en köşesinde bir yer bulabilmiş;
Dünyanın bir yerinde, dünya siyasetine ve ekonomisine yön veren büyük isimler, kırmızı, mavi kravatları ve takım elbiseleriyle dünyanın dört bir yanında işlenen cinayetleri aklarken, NASA 2012 yılında yaşam olup olmadığını araştırmak üzere kızıl gezegen Mars’a indirdiği keşif aracı Curiosity’nin (merak!) gezegenin yüzeyinde tanımlanamayan bir cisim bulduğunu açıkladı. Cisme, nedendir bilinmez, Little Colonsay (İskoçya’nın kuzeyinde bir ada) ismi verilmiş. Eğer Curiosity’nin araştırdığı gibi, Mars’ta yaşam var ise, Marslılar açısından olay tam olarak şöyle gelişmiş olmalı: Güneş sisteminin bir ucundaki bir gezegene, başka bir gezegenden “tanımlanamayan bir cisim” gönderilir. “Cisim”, gezegende elde ettiği “ganimetlere” geldiği gezegenden isimler vermeye başlar… Sonrasında bu gezegende yaşanacaklar başka bir filmin konusudur elbette. Bizim ucuz polisiyenin mimarlarının bu gezegende karşılaşacakları gerçeklikle nasıl baş edecekleri bilinmez ama ellerinden gelse bu kızıl gezegeni de kendi karanlık pazarlıklarının tiyatro sahnesine çevireceklerine ne şüphe…
Kaynak: Duvar