
Kenya’nın Kericho ilçesinden Kepsigis ve Talai kabileleri, Salı günü İngiltere hükümetine karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) mali tazminat ve İngiliz yerleşimciler tarafından işlenen sömürge dönemi zulümleri ve toprak hırsızlığı için özür talep ederek dava açtı.
Kabileler, İngiliz sömürgecilerini 1902 ve 1962 yılları arasında çay tarlalarının önünü açmak için verimli toprakları ele geçirmekle suçluyor.
Atalarının sömürge yönetimi altında maruz kaldıkları suistimaller için İngiltere hükümetine şikayetlerini defalarca dile getiren iki toplum, son dilekçelerinde, İngiltere’nin Kepsigileri ve Talaileri atalarının topraklarından zorla çıkardıklarını, yasadışı cinayetlere ve zorla kaybetmelere maruz kaldıklarını iddia ettiler.
İngiliz çokuluslu şirketleri ise Kepsigis ve Talais’in Kericho’daki topraklarını işgal etmeye devam ediyor.

Kenya’nın Rift Vadisi’nden tahliye edilenlerin avukatları, Birleşik Krallık hükümetinin mağdurları ve şikayetlerini görmezden gelerek, imzacısı olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal ettiğini söylüyor. Kipsigis ve Talai halklarını temsil eden Joel Kimutai Bosek, “Birleşik Krallık Hükümeti ne yazık ki mümkün olan her türlü tazminat yolundan kaçındı” dedi.
İngiliz sömürgecilerini 1902 ve 1962 yılları arasında çay tarlalarının önünü açmak için verimli toprakları ele geçirmekle suçlayan Kipsigis ve Talai halkları, direndiklerinde ise tecavüz, cinayet, işkence ve kundaklama olaylarıyla kötü muameleye maruz kaldılar. Topraklarından zorla gönderilenler 1901 Talai Uzaklaştırma Yönetmeliği uyarınca gözaltına alındı ve ardından günümüz Victoria Gölü yakınlarındaki çe sineği ve sivrisinek istilasına uğramış Gwasii Tepeleri’nde yaşamaya zorlandılar ve hesaplanamaz sayıda insan ve hayvan öldü.
Kenya 1963’te bağımsızlığını kazandıktan sonra, Talai halkı anavatanlarına döndü, ancak toprakları Unilever, Finlay’s ve Lipton gibi çok uluslu şirketleri tarafından işgal edilmişti ve orada gecekondu olarak ikamet etmek zorunda bırakıldılar.
Kenya, dünyanın önde gelen siyah çay ihracatçısı olmasına rağmen, bu çayı yetiştiren toprakların tarihi sahipleri, zenginliği görmediler.
Birleşmiş Milletler (BM) Özel Raportörü 2021 raporunda, İngiltere hükümetini “ağır insan hakları ihlallerinin mağdurları için hesap verebilirlik ve etkili çare” bulmadığı en az yarım milyon Talai ve Kepsigis’in bulunduğunu belirtti. Ancak, iki toplumdan 100.000 üye 2019’da BM’ye şikayette bulundu ancak sonuç alamadı.
Mayıs ayında Talai klanının 100.000 üye, İngiltere Prensi Williams’a yazdıkları mektupta, atalarının maruz kaldığı vahşeti -yasa dışı öldürme, cinsel şiddet, işkence ve keyfi gözaltı- anlatarak ve İngiliz hükümetinden tazminat ve özür dilemek için müdahalesini istedi.
Kepsigiler ve Talai’nin aynı ay İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss ile görüşme çabaları da başarısız oldu.
Kepsigiler ve Talai şimdi bir çözüm için Strazburg merkezli AİHM’ye başvurdu.
İngiltere sık sık İngiliz sömürgecilerinin vahşetinin kurbanlarına özür ve tazminat teklif etmekten kaçınsa da, olağanüstü bir dönemde yaşayan Kenyalılar ve arasında Mau Mau isyanı yaşayan Kenyalılar tarafından yapılan iddialara yanıt olarak nadir bir özür yayınladı ve 2013’te bir çözüm önerdi. Ancak Kipsigis ve Talai, davalarının bu anlaşmaya göre çözülemeyeceğini belirttiler.
Kaynak: Siyasihaber
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…![]()