Tunceli’de Munzur Üniversitesi’nde ‘barış imzacısı’ bir akademisyen yaklaşık dört yıl boyunca sistematik mobbinge maruz kaldı. Görevde yükseltilmesi gerekirken yükseltilmeyen akademisyene yasal sınırın üzerinde iş yükü bindirildi, akademik çalışmaları engellendi, soruşturmayla tehdit edildi.

Mehtap Tosun, 2018’de ODTÜ’de sosyoloji doktorasını bitirdi. Bu sürede asistanlık yaptı. 2016’da Barış Akademisyenleri bildirisine imza attı. O dönemki rektörün duruşu sayesinde soruşturulmadı.

Tosun, ODTÜ’de 35’inci maddeyle görevlendirilmiş ve çalışma seneti Munzur Üniversitesi’ndeydi. Bu nedenle doktorası bitince Munzur Üniversitesi’nde belirli bir süre zorunlu hizmette bulunması gerekiyordu.

Munzur Üniversitesi’ne giriş

Tosun, normalde ‘barış imzacısı’ olmasından ve muhalif kişiliğinden dolayı üniversitenin kendisini kabul edeceğini düşünmüyordu. Ancak o dönemde öğretim elemanı ihtiyacı olduğundan siyaset bilimi ve kamu yönetimi bölümünde araştırma görevlisi olarak Tosun’u kabul ettiler.

Normal şartlar altında, 35’inci maddeyle görevlendirilen kişiler birkaç ay sonra doktor öğretim üyeliğine terfi ettiriliyor. Ancak Tosun terfi ettirilmedi.

Güvenlik soruşturmasından sonra başladı

Akademisyen, 35’inci madde gereği doğrudan araştırma görevlisi yapıldı. Munzur Üniversitesi’nde zorunlu hizmette bulunması gerektiğinden araştırma görevlisi olmak için güvenlik soruşturması geçirmedi.

Sonrasında Tosun’a doktor öğretim üyeliği teklif edildi. Bu nedenle güvenlik soruşturması yapıldı. Güvenlik soruşturmasında barış imzacısı olduğu görüldü.

Bundan sonra mobbing süreci başladı.

Yükseltmemek için çevre mühendislerini atadılar

Mobbing göreve başladıktan birkaç ay sonra yani 2019’da başladı. Tosun’a çeşitli mobbingler uygulandı.

Tosun’un muhalif kişiliği öğrenilince doktor öğretim üyeliğine yükseltilmedi. Buna rağmen, doktor öğretim üyesi muamelesi yapılarak, normalde araştırma görevlisi olarak derse girmemesi gerekirken kendisine çok sayıda ders verildi. Özlük hakları da verilmezken akademik pozisyonunun üstünde görevler veriliyordu.

Birçok defa yükseltilmesi gerektiğini bölüme ve ilgililere bildirdi. Hukuken de bölüme ‘norm kadro sayısı’ dolayısıyla birilerinin atanması gerekiyordu.

Tosun’la beraber 35’inci maddeyle görevlendirilen akademisyenler çoktan doktor öğretim üyesi yapılmıştı. Ama Tosun’un yükseltilmemesi için ve her kadro talep ettiğinde bölüme başka kişiler atandı.

Kadro sayısını doldurmak ve Tosun’u yükseltmemek için görevdeyken bölüme sekiz kişi atandı. Hatta bu sekiz kişiden üçü üniversitenin çevre mühendisliğinde öğretim üyesiydi. Yani Tosun yükselmesin diye bölüme çevre mühendisleri bile atandı.

Ders vermemesi gerekirken dönemde dört-beş ders verirken ders vermesi gereken yeni atananlar bir ders veriyordu.

Soruşturma tehditleri

Tosun, sık sık bölüm başkanı ve meslektaşları tarafından üst mercilere ihbar ediliyor, soruşturmalarla tehdit ediliyordu.

Örneğin, iş yükü normalin üzerinde olduğunda veya fazla ders yükü bindirilince buna itiraz ediyordu. Bu da “Seni ihbar ederiz, soruşturma açarız” tehditlerine neden oluyordu. Okul, Tosun’la‘angarya iş ilişkisi’ kurmuştu.

Tosun, üniversitedeyken ameliyat olmuştu. Ameliyattan dolayı her rapor aldığında yine soruşturmalarla tehdit ediliyordu.

İtirazlarından dolayı Tosun bir kere soruşturma geçirdi. Soruşturma kapsamında ifade de verdi ama ortada soruşturmanın sonucu yok.

Sözlü mobbing

Tosun sözlü mobbinglere de maruz kalıyordu. Örneğin toplantılarda Tosun “Neden kadro vermiyorsunuz, çevre mühendisi bile atıyorsunuz” diye sorduğunda “Değerlendireceğiz” diye geçiştiriliyordu.

Sonrasında “Ne olacak kadro verilmediyse” gibi şeyler denmeye başlamıştı.

Tosun ayrıca üniversitede yalnız bırakılmıştı. Yükseltilmeme korkusuyla üniversitenin çalışanları Tosun’la beraber görünmemeye gayret ediyordu.

Akademik çalışmaları engellendi

Tosun, 2022’de yurt dışından bir araştırma projesi için teklif aldı. Bunun için okuldan bir yıllık ücretsiz izin istedi. Rektörlük önce gerekçesiz reddetti. Tosun gerekçe isteyince de ‘ders verecek akademisyen ihtiyacı nedeniyle’ talebin reddettiğini belirtti.

Halbuki Tosun ders vermemesi gerekirken ders veriyor ve yükseltilmiyordu. Bölüme atanan ve ders vermekle mükellef olan öğretim üyeleri ya ders vermiyor ya da çok az ders veriyordu.

Tosun, farklı kanallardan okul yönetiminin neden bu talebine izin vermediğini araştırdı. Bunun için dönemin milletvekillerine ulaştı.

Milletvekilleri okul yönetimiyle iletişime geçtiğinde yönetim Tosun hakkında “Yurt dışına giderse teröristlerle irtibat kurar”dedi.

Yargıya taşındı

Tosun, kendisine ücretsiz izin verilmemesiyle ilgili kararın durdurulması için konuyu yargıya taşıdı. Mahkeme süreci zamana yaydı.

Bu sırada Tosun istifa etti. Mahkeme, bir şekilde Tosun’un istifa ettiğini öğrenip paldır küldür yargı sürecini bitirdi.

Konu istinafa taşındı ve istinaf kabul etti. Tüm mobbing süreci mahkeme tutanaklarında yer alıyor.

Adeta rehin tuttular

Tosun’un zorunlu hizmet süresinden dolayı üniversiteden istifa edemiyordu. Etseydi belli bir tazminat ödemesi gerekiyordu.

Okul da Tosun’u kovmuyordu. Yönetim, “Şükretsin para kazanıyor bizden” gibi söylemlerde bulunuyordu.

Tosun, Ekim 2022’de yurt dışına çıktı ve en sonunda istifa etti.

Yaşananlarla ilgili yargı süreci devam ediyor.

Kaynak: Diken

  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…