Konunun takipçisi olan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şubesi ve SES Genel Merkezi yöneticileri Bilkent Şehir Hastanesi’nde çalışan üyeleriyle bire bir görüşerek ve yerinde inceleme yaparak “Bilkent Şehir Hastanesi’nde neler oluyor? Yaşan sorunlar-1” raporunu hazırladı. SES Ankara Şubesi bugün, şube binasında yaptığı basın toplantısıyla açıkladı. Değerlendirme raporunu SES Ankara Şube Eş Başkanı Rona Temelli okudu.
Raporda yer alan tespitler ve talepler şöyle:
- Yıllardır kadro talebi ile umutlandırılan, kadro dışı kalan, sonra da işsiz kalan 150 sağlık emekçisinin yeniden istihdama dahil edilmeleri için gereken çabanın gösterilmesini talep etmekteyiz. Bu sayı kapatılması planlanan diğer hastanelerle birlikte binleri bulacaktır.
Sağlık emekçisi sayısı belirsiz
- Bilkent Şehir Hastanesi’nde nitelikli yatak sayısı, yoğun bakım yatak sayısı, manyetik rezonans, tomografi ve diğer görüntüleme cihazlarının sayısı, labortatuvar cihazlarının sayısı gibi teknolojik ve lojistik durumların bilgisi verilirken hizmet verecek çalışan sayısı ile ilgili tek bir rakama bile rastlanmamaktadır. Bu durum şöyle algılanmaktadır; çalışan yok sayılmakta, nitelikleri, uzmanlıkları vb. durumlar pek de önemsenmemektedir ya da çalışan sayısı yeterli değildir. Maliyeti azaltmak için dah az çalışana daha fazla iş ve daha az ücret vererek bu önemli kalemdeki maliyetleri azaltırsınız. Avrupa ve OECD ülkelerindeki hasta-doktor, hasta-hemşire oranlarını incelediğimiz istatistiksel verilerdeki durum bu oranların ülkemiz açısından ortalamaların çok altında olduğunu, dolayısıyla mevcut hastanelerimizde bile yetersiz hemşire ve doktorla çalıştığımız sağlık insan kaynakları yöneticilerince bilinen bir durumdur. Şehir hastanelerinde bu sayılarla nitelikli sağlık hizmeti üretilemeyeceğini şimdiden beyan ediyor ve gereken tedbirlerin acilen alınmasını istiyoruz.
“Yol masrafını cebimizden mi ödemek zorundayız?”
- Çalışanların fikri dahi alınmadan pat diye “İşyerinizi taşıyorum” diyorsunuz. Artan maliyet için de hiç sesinizi çıkarmıyorsunuz. “Enfllasyon karşısında eriyen ücretlerimiz, verilen zam oranları ortadayken hele ki kriz döneminde bir liralık ek bir harcama bile canımızı sıkıyorken artan yol masrafını cebimizden mi ödemek zorundayız” diye şikayetlerini dile getiriyor üyelerimiz ve üyemiz olmayan sağlık emekçileri. Kapatılacak olan hastanelerde hastane idarecileri tarafından paralı servis (260-280 TL) alınmaya başlanmış. Evinden işine yürüyerek giden bir hemşirenin Bilkent Şehir Hastanesi’ne ulaşmak için 280 TL’lik ek bir maliyeti oluşmuş oldu.
“Sağlık Bakanlığı’na bağlı hiçbir yöneticiyle tanışmadık, hastane yöneticilerini bilmiyoruz”
- Farklı kurumsal kültürleri olan hastane çalışanlarının yeni bir kurumda çalışmaya başlaması hele ki mekansal büyüklüğü şimdiye kadar çalıştıkları hastanelerin mekansal büyüklüğünün çok çok üstünde olması onların uyum sürecini oldukça zorlaştran bir faktördür. Kurumlar uyum eğitilmleri ile bu durumu gidermeye çaba harcalar. Üyelerimize uyum eğitimi alıp almadıklarını sorduk. Çoğu herhangi bir eğitim almadığını hatta 3 hafta geçmesine rağmen Sağlık Bakanlığı’na bağlı hiçbir yönetici ile tanışmadıklarını, hastane yöneticilerini bilmediklerini ifade etti.
“İktidar kavgası” çalışma barışını bozacak
- Farklı kurumsal kültüre sahip hastanelerin bir araya gelmesi sonucunda ortaya çıkan önemli sorunlardan birisi de çalışanlar arasında iş barışının bozulmasıdır. Bulunduğu hastanede hiyerarşik sıralamada yer alan amir ve yönetici pozisyonlarında bulunanların şehir hastanelerinde aynı sıralamada yer alamamaları bir nevi iktidar savaşlarının başlamasına neden olmuş ve olmaya devam edecektir. Bu durum çalışanların adeta filler tepişirken çimenler gibi ezilmelerine neden olan durumlara maruz kalmalarına neden olmaktadır. İnsan kollama, insan kayırma, taraf olma vb. çalışma barışını olumsuz etkileyerek, çalışanların gerçek sorumlular karşısında hesap sorma gücüne erişecek birlikteliği ortadan kaldıracak bir durum meydana getirecektir.
Hastane çalışanlarına işçi sağlığı ve iş güvenliği eğitimi verilmedi
- Hastaneler çalışanlar ve hastalar için çok tehlikeli alanlardır. İçerisinde barındırdığı riskler birçok endüstri alanından daha fazladır. Şehir hastanelerinde bu tehlikeler farklı bir boyuta taşınmıştır. İşyeri güvenlği artık yerini şehrin sağlığının ve güvenliğinin sağlanması noktasına evrilmiştir. Üyelerimize işçi sağlığı ve iş güvenliği eğitimi alıp almadıklarını, kendilerine kişisel zimmetlenen koruyucu ekipmanlar verilip verilmediğini, sağlık gözetimi yapılıp yapılmadığını sorduk. Aldığımız yanıt “hayır” oldu. Yeni bir kuruma başlarken bu eğitimin verilmesi yasal bir zorunluluk olmasına rağmen işçi sağlığı ve iş güvenliği eğitimleri verilmemiştir. Şehir hastanelerinde radyasyon güvenliği ve radyon güvenliği komitelerinin aktif halde olup olmadıklarını, radyasyon ünitelerinin radyasyon fiziğine uygun dizayn edilip edilmediğini, radyasyon cihazlarının TAEK lisanlarının olup olmadığını ve hastaneler açılmadan önce denetimlerin yapılıp yapılmadığını bilmemekteyiz. Kamuoyu ile bu bilgiler paylaşılmalıdır. Ticari sırdır yalanının arkasına sığınılarak kamu yararı ve toplum sağlığı hiçe sayılamaz.
“Hastaneler açılmadan yangın ve afet durumları için tatbikat yapılmış mıdır?”
- Bilkent Şehir Hastanes’nde de diğer şehir hastanelerinde olduğu gibi katlara asansörlerle ulaşılmaktadır. Son yıllarda birçok hastane yangınına şahit lduk. Yangın esnasında asansörler kullanılmamaktadır. 36 bin kişiye yemek çıkan bir hastanede olası bir yangın durumunda tahliye için, mekansal büyüklük dikkate alınırsa yangın çıkışları yeterli sayıda ve kolaylıkla erişilebilir durumda mıdır? Tıbbi cihazlar, yoğun bakım hastaları nasıl tahliye edilecektir? Hastaneler açılmadan yangın ve afet durumları için tatbikat yapılmış mıdır? Bu sorunların cevaplarını üyelerimizden alamadık. Yapıldıysa kayıtlarının alınması zorunlu olduğu için bu durumun çalışanlarla paylaşılması gerekmektedir.
“Sağlık çalışanları daha da tükenecek”
- Mekansal büyüklük çalışanların iş yükünü artıracak ve eskisine göre daha fazla efor sarf etmelerine neden olacatır. Uzun çalşma süreleri, nöbet sıklıklarının fazla olması, az elemanla çok iş yapmaları, kalite, faturalandırma ve vb. bürokratik işlemler için dokümantasyon yapmak gibi hasta bakımı ile ilgili olmayan yasa ve yönetmeliklerde yeri olmayan angarya işlerle uğraşmaktan tükenmiş sağlık çalışanları şehir hastanelerinde daha da tükeneceklerdir.
“Bilkent Şehir Hastanesi’nde bir tane bile kreş yok”
- Sağlık hizmeti üreten sağlık emekçileri en temel sorumluluklarından biri olan çocuk bakımı ile ilgili yasalarda yer alan kreş hakkı ile ilgili düzenleme yapılmış olduğunu ümit ettiler. Her türlü konforun sağlandığı bir kurumda elbette kreş de vardır, diye düşündüler. Fakat daha önce açılan diğer şehir hastaneleri gibi Bilkent Şehir Hastanesi’nde bir tane bile kreş yok. Yıllardan beri talep ettiğimiz 7/24 hizmet veren ücretsiz kreşlerin böylesine devasa bir projeye imza atanlar için ciddi bir maliyet kalemi oluşturmadığını düşünmekteyiz.
Hastane içi transfer arabası için 15 dakika bekleme süresi
- Engelli, yürümekte zorluk çeken, yaşlı, hamile, çocuk hasta gibi özel durumlu hastaların şehir hastanelerine ulaşımı için özel tedbirler alınması gerekmektedir. Ana arterlerden ücretsiz hasta nakil servisleri vb. uygulamalarla bu özel grupların transferi kolaylaştırılmalıdır. Bu grupların hastane içindeki transferi de kolaylaştırılmalıdır. Bilkent Şehir Hastanesi’nde 4 adet hasta transfer arabası dolaşmakta bu arabalara binmek için 15 dakika kadar beklemeniz gerekmektedir.
- Şehir hastaneleri ile ilgili sendikamız, TTB ve ATO’nun yaptığı çalışmalarda kamuoyu ile paylaşılan ya da erişebildiğimiz protokollerde şehir hastanelerinde kapatılacak hastanelerden hiçbir tıbbi cihaz, sarf malzemesi, ilaç gibi hizmet sunumunun önemli girdilerinin götürülmeyeceği belirtiliyordu. 2 hastanenin taşınması sırasında tıbbi cihazlraın yanı sıra sarf malzemelerinin götürüldüğünü bilmekteyiz. Ayrıca taşınacak olan hastanelere de malzemelerin sayımlarının yapılarak, götürülmek üzere hazırlıkların başlatılması yönünde talimatların verildiğini de biliyoruz. Kamu yararı için doğru bir karardır. Ama kafamıza takılan bir konu var. Cihaz alımı için daha önce ödeme yapılmış ve parası ödenmiş midir? Şehir hastanelerine alınan ve taşeron firmalarca yürütülen hizmetlerde kamunun hastanelerine alınan ve taşeron firmalarca yürütülen hizmetlerde kamunun cihazları mı kullanılmaktadır?
Hastanelerde kuyruklar son bulmadı
- Sıklıkla “Hastanelerde kuyrukları kaldırdık” diyerek gerçeği yansıtmayan reklamlar yapanlar, Ankara’nın göbeğinde Sağlık Bakanlığı’na birkaç kilometre uzaklıktaki Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne bir uğrayıversin. Endokrinoloji, kardiyoloj, göz gibi bazı özel dallarda muayene olabilmek için Esertepe’den, Şentepe’den sabah 05.30’da ilk kalkan dolmuşlarla yola çıkan 65 yaş üstü hastalarla bir dertleşsinler. 06.30’da muayene listeleri oluşturmak zorunda bırakılan hasta kayıt elemanlarına ve güvenlik görevlilerine bu talimatları kimlerden aldıklarını sorsunlar. Oturacak yer bulmanın bile mümkün olmadığı koridorlarda, muayene olabilmek için kaç saat beklediklerini öğrensinler. Bir tarafta doktora ulaşamayan hastalar, diğer tarafta dünyanın 3’ncü büyük hastanesine sahip olan Sağlık Bakanlığı var. Biz makul olanı, yani herkesin erişebildiği, hakkaniyetli, nitelikli ve ücretsiz sağlık hizmetinden daha fazlasını istemiyoruz. Ardahan’daki vatandaşın da, Ankara’daki vatandaşın da kardiyoloji doktoruna 1 ay beklemeden muayene olabilmesini, ileri tetkiklerini standartlarda belirtilen sürelerde yaptırabilmesini ve cebinden beş kuruş çıkmadan tedavi olabilmesini istiyoruz. Trilyonlarca paranın birtakım kişilerin sahip olduğu şirketlere aktarılmasını değil de tüm halkın yararına kullanılmasını istiyoruz.
Açıklamanın sonunda SES Ankara Şubesi Eş Genel Başkanı Hüsnü Yıldırım, şehir hastanelerinde yaşanan sorunları yakından takip etmeye devam edeceklerini ve her ay bu sorunları yapacakları basın açıklamasıyla duyuracaklarını kaydetti.
Kaynak: Sendika.Org/ Ankara