Çevredeki bağ bozumu dekoru içinde ve sık sık nefis ‘country’ şarkıları eşliğinde süregelen bu film bence rahatça izlenebilir

YALNIZ BİR EVİN KAHKAHASI

X X X

(The Good House)

Yönetim: Maya Forbes, Wallace Wolodarsky
Senaryo: Thomas Bezucha, M. Forbes, W. Wolodarsky
Görüntü: Andrei Bowden Schwartz
Müzik: Theodore Shapiro
Oyuncular: Sigourney Weaver, Kevin Kline, Morena Baccarin, Rob Delaney, David Rasche, Rebecca Henderson, Molly Brown, Kathryn Erbe, Kelly AuCoin, Beverly d’Angelo

Dreamwork yapımı, 2021.

 

Pek tanınmayan bir yazar/yönetmen takımının elinden çıkma bu film, iş oyunculara gelince tam tersini yapmış ve bir dönemin iki büyük starına başvurmuş: Sigourney Weaver ve Kevin Kline. Onlar da öylesine uyumlu bir çift oluşturmuşlar ki… Gerçi film aslında hemen tümüyle Sigourney’in omuzlarında duruyor…

Anne Leary adlı yazarın çok satan romanından uyarlanmış film, ABD’nin New England denen yöresinde kadın emlakçı Hildy Good’un serüvenini anlatıyor. Wendover kentinde işini yıllardır başarıyla yürütmüş, aile dengesi eski kocasının bir erkeğe (evet, bir erkeğe!) kaçmasıyla çökünce kendini içkiye vermiş ve bu yüzden ‘rehab-rehabilitation’ cezasına çarptırılmış Hildy, ‘kuzey kıyısının en iyi emlakçısı’, bulunduğu Massachutes yöresininse en büyük 50’si arasına girmiştir. Ve kötüleşen ünü kadar karşısına çıkan rakipler (daha çok rakibeler) ile çarpışmak zorundadır.

Lollipop adlı bir dönemin ünlü şarkısıyla açılan filmde geç kalan ödemeler, amansız firma rekabetleri, elleriyle yetiştirdiği genç kadının işini elinden kalması gibi ABD ekonomisinden ilginç saptamalar var. Araya giren falcı ve kahinler, Hildy’nin tek tesellisi olan iki köpeğiyle ilişkileri de birer komedi unsuru.

Bu arada kendisinden aldığı mülke yerleşmek için alkolik kocasıyla birlikte Wendover’e gelen güzel Rebecca onun yeni kankası olmaya adaydır. Ama o kötücül çevrede bu da bir dedikodu konusu olunca, o dostluk da incinir. Tek tesellisi yıllar öncesi tanıştığı, hatta bir ilişki yaşadığı Frank Getchell’le yeniden görüşmeye başlaması olur. Oldukça serseri bir hayat süren, hatta kasabada ‘smelly garbage man- pis kokan çöpçü’ diye tarif edilen adam önce ondan biraz kaçar; ama sonra cazibesine teslim olur. Acaba bu ilişki çöken iki yaşamı yeniden mutluluğa döndürebilecek midir?

Bir süre önce iki büyük oyuncunun, Julia Roberts ile George Clooney’in filmi Cennete Biletyazımda, yakında yine iki eski starın bir filmlerinin geleceğini yazmıştım. İşte o film de bu… Geçmişte de bir araya gelen, özellikle Dave (1973) The Ice Storm (1997) filmleriyle hatırlanan Sigourney Weaver ve Kevin Kline doğrusu bu buluşmayı ve bu dönüşü hak etmişler. Özellikle Weaver için söylenebilir bu… Öylesine rahat, öylesine kendi doğasını ve geçmiş hayatını yeniden bulmuş gibi duruyor ki…

Elbette bunda belki filmin en büyük özelliği olan o ‘Brecht’vari’ atmosfer var. Yani Sigourney/ Hildy’nin klasik dramatürjiyi paramparça ederek ve çok kalabalık sahnelerde bile kameraya, yani seyirciye dönüp konuşması ve dertleşmesi etkin olmuş. Az filmde görülen, ama burada çok iyi uygulanmış bir yöntem… Diğer oyuncular da iyi. Ben aralarında gerçekten küçük bir rolde, kasabanın kadın alkoliği Mamie Lang olarak dönüş yapan Beverly D’Angelo’ya dikkat çekmek isterim.

Çevredeki bağ bozumu dekoru içinde ve sık sık nefis ‘country’ şarkıları eşliğinde süregelen bu film bence rahatça izlenebilir.

Kaynak: T24

  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…