Tuhaf bir ülkeyiz. Helal ilaç tartışmasını ‘domuz katkısı’ bağlamında manşetlerine taşıyanların, afiyetle insan eti ile beslenen balık yediği bir ahvaldeyiz: ‘Yıllardır Akdeniz’de mülteciler balıklara yem kılınıyor’.
Savaş, çatışma dönemleri böyledir işte. Uzun mu uzun sokağa çıkma yasağında, Cizre’de ölen yavrusunu buzdolabında saklayan bir annenin varlığında, utanmazca buzdolaplarımızdan yemek yiyen “et ve tırnağız”: Buzdolapları bu ülkede insan eti kokmaya devam ediyor.
Anladık, ‘bağzılarımız’ savaş, çatışma ile ilgilenmiyor. Oysa, Tolstoy tarihin derinliklerinden edebiyat ile uyarmaya devam ediyor: “Siz savaşla ilgilenmiyor olabilirsiniz ama savaş sizinle ilgilenecektir”
Savaş, salt asker kılarak, sakat bırakıp öldürerek ilgilenmiyor elbet. Çatışmanın ırağındaki evlerde de buzdolaplarına sirayet ediyor. Misal 1980’lerde ne yiyorduk et olarak, 1990’larda ve günümüzde ne? Sözüm bugün olduğu gibi dün de savaş ve çatışmanın kendi dışında, uzağında olduğunu vehmedenlere: Köyleri yakılıp yıkılan, yaylaya çıkması yasaklanan, zorla göç ettirilen dört milyon Kürt esas olarak hayvancılıkla ilgileniyordu. Zorunlu göç ile bir anda ülkede koyun sayısı yarıdan da fazla azaldı. Bülent Şık’ın da belirttiği üzere “Devlet telafiyi ithal büyükbaş hayvancılığı teşvik etmekte buldu bulmasına ama Anadolu’nun kısa otları ile beslenmeye uyumsuzdular”. Hal böyle olunca genetiği değiştirilmiş (GDO’lu) tahıl ithali devreye sokuldu. “Bu hayvanlarda sağlık sorunlarına yol açınca da kullanılan antibiyotik ve kimi ilaçların gıdalarda bıraktığı kalıntılar” ise gıda güvencesinde süregiden bir soruna evrildi. Ve geldik bugüne: Türkiye geçen yıl Avrupa’nın en obez yani şişko ülkesi, yetmedi şeker hastalığında ilk üçte. Sahi, hâlâ ‘Savaştan bana ne’ diyenlerden misiniz?
2017 Halk Sağlığı 19. Kongresi Sonuç Bildirgesi, “Savaş, silahlı çatışma, şiddet tartışmasız bir şekilde bir halk sağlığı sorunudur” demekte. Bu bilimsel çıktıyı ifade eden TTB (Türk Tabipleri Birliği) başkan ve Merkez Konsey üyeleri yargılanıp ceza aldılar. Oysa:
Riskin doğası çok etkenlidir, dolayısı ile bu riskler birbirine eklenebileceği gibi, birbirini etkileyebilir de. Savaş bitse de yol açtığı insani kriz dinmez: Misal, Hiroşima, Vietnam, Irak…
Hasılı: “Savaş ciddi bir halk sağlığı sorunudur” ve bumerang misali döner de döner…
Öyleyse, ‘barış hemen şimdi’.
Kaynak: Evrensel
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…![]()