Kamuda “Haftada 3 gün gitmeli” ve “Harçlık ödemeli” yeni bir işgücü uyum programı ilan edildi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ayrıntıları açıkladı: Amaç işsizliğin azaltılması, “Çalışma hayatı dışındaki bireylerin çalışma disipliniyle tanıştırılması ve istihdam dünyasına kazandırılması”.

Kulağa hoş geliyor. Kimileri “En azından harçlık olur, boş kalmazlar” diye düşünüyor. Mantık şöyle: İşsizlik ölümse, harçlık bir nevi sıtma. Sıtmaya razı olalım.

Hükümetin planı ise olağanüstü: Milyonlarca işsizin olduğu bir ülke yarat, üstüne insanları harçlıkla çalıştır ve iyilik yapmış gibi görün.

Yine de en Pollyanna bakış bile hikayedeki hileyi görebiliyor.

Açalım:

1. Bu program işsize iş sağlamıyor

Cevdet Yılmaz, her ne kadar amaç işsizliği azaltmak diyorsa da bu uygulama ile işsizlik elbette azalmıyor.

Öncelikle uygulama haftada 3 gün. Günlük 566 TL cep harçlığı. Haftalık 1698 TL, aylık 7 bin 924 TL. Asgari ücretin yarısı bile değil. Yol parası yok. Yemek parası yok. Günlük 200 TL olsa sadece dışarıda yemek masrafı 3 bin TL’ye yakın.

Şimdi, cep harçlığı ile çalıştırılan birisi için, “Artık işsiz değil” mi diyeceğiz.

Mesela bu insan cep harçlığıyla kirasını ödeyebilecek mi?

İhtiyaçlarını karşılayabilecek mi?

Yılmaz da bunun farkında: “Aynı zamanda eğer isterlerse başka bir işte çalışma imkanına da sahip olmuş olacaklar.”

Sayın Yılmaz, akıl izan, dalga mı geçiyorsunuz? Başka bir iş imkanına sahip olsalar niye harçlıkla çalışsınlar?

Yılmaz şunu demek istiyor da, diyemiyor: “Bakmayın lüks mekanlarda toplantı yapıp hava attığımıza. İşsizlik, istihdam diye koca koca laflar ettiğimize. Harçlık veriyoruz harçlık. Bununla yemek yer, çay içersiniz. Belki biraz da market. Benim size bir ayda verdiğim harçlık tek bir uçak seyahatimi beeeeeelki karşılar. Gidin başka bir işte daha çalışın. Üç gün bize, dört gün başkasına. Tabii iş bulabilirseniz.”

Özetle bu bir iş değil. Bedavaya yakın çalışmak. Köle gibi. Harçlıkla, yol ve yemek karşılığında.

2. Devlet ucuz iş gücü arıyor

Cevdet Yılmaz heyecanlı, ağzında bakla ıslanmıyor. “Program, daha az maliyetle daha fazla kişiye ulaşma imkanı sunacak” diyor.

Daha az maliyet? Kim için? Hükümet için…

Ancak Yılmaz’ın “daha az maliyet” dediği emekçiler için daha fazla yoksulluk, geçim derdi, stres, huzursuzluk, adaletsizlik demektir.

Ama dediği doğru: Ucuz iş gücü eşittir düşük maliyet.

Dolayısıyla, Şimşek ile IMF’ye gerek kalmadan “kemer sıkma” programı uygulanırken, bu iş gücü programı daha da bir anlam kazanıyor.

Şimşek programında “tasarruf” vardı, kamu harcamaları azaltılacaktı: Yani, daha az eğitim, daha az sağlık, halka daha az hizmet, daha düşük maliyet.

Tutarlı.

İlk olarak, harçlık programının kamuya maliyeti sıfır.

Harçlığın kaynağı kim? İşçilerden kesilen primlerle oluşturulan İşsizlik Fonu.

Ne karşılığında? Bakın az iş değil. Harçlıkla insanlara yaptırmayı planladıkları işler şunlar:

  • Engelli, yaşlı ve hasta bakımı,
  • Çocuk bakım işleri,
  • Tarımsal üretim ve hayvancılık,
  • Ağaçlandırma,
  • Temizlik, bakım ve onarım faaliyetleri,
  • Geri dönüşüm ve atık imha faaliyetleri,
  • Park-bahçe ve benzeri işler.

Dolayısıyla devlet ve taşeron şirketler, eğitim değil yoğun emek gerektiren bu işleri işçilere harçlık karşılığında yaptıracak.

“Peki, bunu kim yapar?” “Üç kuruşa kim çalışır” diyebilirsiniz.

Halkı işsiz bırakan bu sistem ölümü (işsizliği) gösterip sıtmaya (Köle gibi harçlıkla çalışmaya) razı edebilir mi, göreceğiz.

Kaynak: Evrensel

  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…