2021, iklim değişikliğine damga vuran bir yıl olarak kayıtlara geçti. Artan sıcaklıklarla beraber orman yangınları ve sel olayları yaşandı.Türkiye’de de yaz aylarında bir yandan Ege ve Akdeniz Bölgesi’nde hakim olan ve yaklaşık üç hafta boyunca kontrol altına alınamayan yangınlar sürerken diğer yandan Doğu Karadeniz’de tarihte görülmemiş sel felaketleri yaşandı.
İskoçya’nın en büyük şehri Glasgow’da gerçekleştirilen COP26 zirvesi dünya genelinde meydana gelen bu felaketler gölgesinde gerçekleşti. Bu nedenle ilgi de büyüktü.

Biden’ın vaatleri Kongre’den geçebilecek mi?
BBC’nin haberine göre, ABD Başkanı Joe Biden’ın iklim değişikliğine dair vaatlerinin Kongre’de takılması endişe konusu. Ama Glasgow’da dünya liderlerinin iklim değişikliği karşısındaki nispeten de olsa ortak yaklaşımı Kongre’yi etkileyebilir görüşü de hakim.
Cambridge Çevre, Enerji ve Doğal Kaynak Yönetimi Merkezi’nden Dr. Joanna Depledge, “Biden’ın vaat ettiği her şey, bu nispeten iyi atmosfere ve Glasgow’da bir ivme duygusuna yol açtı”ifadesini kullanarak şunları söyledi: “Ama bunlar sadece vaatlerdi, tasarıyı Kongre’den geçirmesi gerekiyor. Ve şimdi giderek daha tehlikeli görünüyor. Yürütme emirleriyle bazı şeyler yapabilir, ancak bu kesinlikle bizim yaptığımız türden sürdürülebilir kurumsal iklim mevzuatı değişikliği değil.”
‘2022’de jeopolitik gerilim hakim olacak’
Biden’ın vaatlerini yerine getirememesinin dünya çapında zincirleme etkileri olabilir.
Greenpeace Doğu Asya’dan Li Şuo, “2022’de jeopolitik gerilimin iklim gündemine hakim olacağından endişeleniyorum” dedi.
Ayrıca, ithal mallar üzerindeki tartışmalı karbon vergilerinin Avrupa’ya getirilmesinin Pekin’de bir ‘adaletsizlik ve hayal kırıklığı duygusu’nu artırabileceğinden endişe duyuyor.
Şuo, “Çin tarafı, başkalarına karşı kendilerine nasıl davranıldığını görecek ve oyunun adil olup olmadığı ve en önemlisi, çevreyle mi yoksa sadece jeopolitik ve ticaretle mi ilgili olduğu konusunda karar verecek” ifadesini kullandı.
Rhode Island’daki Brown Üniversitesi’nden Prof J Timmons Roberts ise, şunları aktardı: “Bu ülkelerden hiçbiri iklim lideri olarak tanımlanamaz. İyi yanı, COP27’nin gelişmekte olan bir ülkede olacağı ve kayıp ve hasar (en kötü etkilenen ülkelerde iklim değişikliğinin etkisini kim ödüyor ve bunun nasıl ödendiği) gibi bazı konular daha fazla ilgi çekebilir, ancak emisyon azaltımları konusunda lider olacakları net değil” dedi.
Anlaşmadaki kilit önlemlerden biri, delegeler 2022’nin sonlarında Mısır’da toplanıncaya kadar tüm ülkelerin ulusal iklim taahhütlerini ‘tekrar gözden geçirme ve güçlendirme’talebiydi.
Bunu kabul etmelerine rağmen, şimdi aralarında Avustralya ve Yeni Zelanda’nın da bulunduğu bazı ülkeler planlarını güncellemeyeceklerini söylüyor. Yeni Zelanda’nın iklim bakanı James Shaw, ulusal medyaya, bu hükmün Hindistan, Çin, Rusya ve Brezilya gibi büyük salıcılar için geçerli olduğunu söyledi.
Kaynak: DİKEN