
WHO, henüz ‘kaygı verici bir varyant’ olarak tanımlamıyor çünkü halk sağlığına kayda değer bir tehlike oluşturmadığı inancındalar.
Şu ana değin Deltacron varyantına Avrupa ülkelerinde, ABD’de ve Güney Amerika’da rastlandı.
Bulaşıcılık hızı, aşılara direnci ve semptomlarının ciddiyeti halen aydınlanmayı bekleyen konular. Bilim insanları daha çok araştırmaya ihtiyaç olduğunu söylüyor.
İlk Deltacron vakaları Ocak 2022 tarihinde Fransa’da ortaya çıktı. O zamandan beri Belçika, Almanya, Danimarka ve Hollanda’da da vakalar belirlendi.
Bu bilgiye, dünyanın her yanından doktor ve araştırmacıların koronavirüsün genetiği hakkında bilgi paylaştığı Gisaid adlı internet sitesinden ulaşmak mümkün.
Yakın zamanda İngiltere, ABD’de ve Brezilya’da da Deltacron’la karşılaşıldı.
Fakat vaka sayısı şu ana kadar çok düşük seyrediyor. 15 Mart tarihi itibariyle Gisaid kayıtlarına girmiş sadece 47 tane AY.4/BA.1 vakası var ve bunların 36’sı Fransa’dan.
Ocak ayından Mart’a kadar geçen süredeki verilerden yola çıkarsak, Delta ve Omicron’dan daha bulaşıcı bir varyantla karşı karşıya değiliz.
Covid-19 virüsü protein çıkıntılarını (kırmızı) insan hücrelerindeki reseptörlere (mavi) bağlanmak için kullanıyor
Araştırmacılar, Kasım 2021 ve Şubat 2022 tarihleri arasında toplanmış 29.000 adet pozitif Covid-19 numunesini inceledi. ABD’de hem Delta hem de Omicron varyantlarının yoğun biçimde dolaşımda olduğu bir dönem bu.
Sadece iki vakanın Deltacron’la ilişkili olduğunu gördüler.
Çalışmayı yürüten ekip, şu an için yeni varyantın ‘nadirliğine’ dikkat çekiyor ve Delta-Omicron bileşiminin halihazırdaki Omicron’dan daha bulaşıcı olduğuna dair bir kanıt görmediklerini söylüyor.
Brezilya’nın önde gelen tıbbi araştırma kurumlarından FioCruz’da görevli virolog Felipe Naveca, ‘farklı türdeki virüslerden yeni bir varyantın ortaya çıkışı olağan bir durumdur’ diyor.
‘Virüsler sürekli evrim geçirir. Yeni varyantların belirmesi normaldir ve illa kötü olacak diye bir şey yok. Pandemiye etkisi nasıl olur, bunu çalışıp değerlendirmemiz gerek.’
Bazı insanlar, her iki varyantla da temasa geçti.
Hem Delta hem de Omicron aynı zamanda aynı hücreyi enfekte ederse, bu hücrede kopyalanan yeni virüslerin genetik yapısı iki varyanttan da özellikler taşıyabiliyor.
Örneğin ‘Deltacron’nun, Omicron’un çıkıntılarını ve Delta’nın gövdesini aldığı düşünülüyor.
Bu karışımın, hastanaye yatırılan ya da ölenlerin sayısında bir tırmanışa yol açmayacağının kesin bir garantisi yok.
Önceden hastalığa yakalananların ya da aşı olanların kazandığı bağışıklığın yeni bileşime ne kadar dirençli olduğu konusunda da yeterli bilgi sahibi değiliz.
Uluslararası sağlık yetkilileri ortada korkulacak bir durum görmüyor. Hem Dünya Sağlık Örgütü (WHO) hem de ABD’nin Hastalık Kontrol Merkezi (CDC) Deltacron konusunda yaptıkları açıklamalarda ‘kaygı verici bir varyant olmadığını’ vurguladı.
WHO, ‘izleme altında tutulan’ varyant olarak tanımlıyor.
9 Mart’ta bir basın toplantısı düzenleyen WHO yetkilisi Maria Van Kerkhove, yeni varyantın epidemiolojisinde veya hasta etme gücünde bir değişim gözlemlenmediğini kaydetti.
Kerkhove, “Maalesef yeni virüs bileşenleri görmeye devam edeceğiz, çünkü bu patojenler zaman içerisinde evriliyor” dedi.
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…![]()