Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Coca Cola’nın diyet içeceğinde de bulunan dünyanın en yaygın yapay tatlandırıcısı aspartamı kanserojen olarak ilan etmeye hazırlanıyor.

Reuters’ın konuya yakın kaynaklardan edindiği bilgiye göre DSÖ’ye bağlı Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) birçok üründe kullanılan aspartam hakkındaki kararı Temmuz 2023’te alacak.
IARC’nin yanında DSÖ’nün katkı maddeleri komitesi JECFA da aspartamı inceliyor. Komite bulgularını IARC’nin kararını açıkladığı gün olan 14 Temmuz’da açıklayacak.
JECFA 1981’de aldığı kararla aspartamın ‘kabul edilen günlük limitler dahilinde’tüketilmesinin güvenli olduğunu bildirmişti. Örneğin, 60 kilogram ağırlığındaki bir yetişkinin risk altında olması için her gün 12 ila 36 kutu diyet soda içmesi gerekiyor.
Aspartam yıllardır kapsamlı bir şekilde inceleniyor. Geçen yıl, Fransa’da 100 bin yetişkinle yapılan bir çalışma, aspartam da dahil olmak üzere fazla miktarda yapay tatlandırıcı tüketen kişilerin kanser riskinin ‘biraz daha yüksek’ olduğunu göstermişti.
Yine geçen yıl Florida Eyalet Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapılan bir araştırmada aspartamın, kaygı düzeyini artırdığı, hatta sonraki nesillerin -bu içecekten içmediği halde- kaygı düzeyinin yüksek çıktığı tespit edilmişti.
Kaynak: Diken
***
KAYNAK, GETTY IMAGES
James Gallagher | Sağlık ve Bilim Muhabiri
“Kanserojen olma ihtimali bulunan maddeler” tanımı sıklıkla kafa karışıklığına yol açıyor. Bunun nedeni de, kansere yol açma ihtimalinin yüksekliği veya düşüklüğü hakkında hiçbir ipucu vermemesi.
Aynı kategoride yer alan diğer maddeler arasında aloe vera, dizel benzin ve Asya’da üretilen sebze turşuları da var.
BBC’nin edindiği bilgilere göre Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) kanser araştırmaları yürüten birimi olan Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC), kararını 14 Temmuz’da açıklayacak.
Şekerden 200 kat daha tatlı olan aspartam, bu sayede kalorisiz bir şekilde yiyecek ve içecekleri tatlandırabiliyor.
Diyet veya şekersiz ürünlerin pek çoğunda ve sakızlarda da bulunan aspartam Coca Cola Zero ve Pepsi Max gibi içeceklerin vazgeçilmezi.
Aspartamın 6 bin farklı gıda ürününde kullanıldığı tahmin ediliyor.
Bu tatlandırıcı gıda güvenliği kurumlarından gerekli izinleri aldıktan sonra on yıllardır kullanılıyor.
Fakat bu süreçte aspartam hakkındaki tartışmalar da hiç eksik olmadı.
IARC bugüne kadar aspartam ve kanser arasındaki ilişkiyi inceleyen 1.300 araştırmayı tarama sürecini tamamladı.
Bu süreç hakkında bilgi sahibi kaynaklarla konuşan Reuters, aspartamın “kanserojen olma ihtimali bulunan maddeler” listesine ekleneceğini yazdı.
Fakat bu tanım ne anlama geliyor?
BBC’nin edindiği bilgilere göre resmi açıklama IARC tarafından 14 Temmuz’da yayımlanacak. Aynı tarihte gıda katkı maddeleri üzerine çalışan bir uzman komitesinin de açıklama yapması ve hakemli bilimsel dergi Lancet Oncology’de bir makale yayımlanası bekleniyor.
IARC’nin kullandığı sınıflandırma şu şekilde:
Fakat kafa karışıklığına yol açan şey de tam olarak bu tanımlar.
Open University’den istatistik profesörü Kevin McConway, “IARC kategorileri bize aspartamın ne kadar riskli olduğu hakkında hiçbir şey söylemiyor, çünkü bu kategorilerin amacı bu değil” diyor.
IARC kategorileri bir maddenin ne kadar riskli olduğunu değil, kanserojen olup olmadığı konusunda ne kadar bilimsel veri bulunduğunu gösteriyor.
İnsan veya hayvan deneylerinde “az miktarda kanıt” varsa bir madde 2B grubuna alınıyor.
Prof. Conway, “2B kategorisinde bulunan maddelerin kansere yol açabileceğine dair güçlü kanıtlar yok. Olsaydı 2A veya 1 kategorisinde yer alırlardı” diyor.
IARC kategorileri geçmişte de kafa karışıklığına neden olmuş, gereksiz endişeye yol açtığı gerekçesiyle de eleştirilmişti.
Kırmızı et 2A grubuna alındığında, et yemenin riskini sigara içmekle eş tutanlar olmuştu.
Oysa 100 kişiye hayatlarının geri kalanı boyunca, normalde yediklerine ek olarak her gün 50 gram daha domuz pastırması yedirsek, 100 kişiden yalnızca birinde bağırsak kanseri ortaya çıkardı.
Aspartam için ise buna benzer bir sayısal veri bulunmuyor ancak DSÖ ve Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) ortak uzman komitesinin Temmuz’da yayımlayacağı raporla daha fazla veriye erişebiliriz.
DSÖ 1981’den bu yana günlük 40 miligramlık aspartam tüketiminin güvenli olduğunu söylüyor.
Bu da 60 kilogramlık birinin her gün güvenli bir şekilde, ne kadar aspartam içerdiğine bağlı olarak 12-36 kutu içecek içebileceği anlamına geliyor.
Uluslararası İçecek Birlikleri Konseyi İcracı Direktörü Kate Loatman, “basına sızdırılan bu yorumlar” nedeniyle halk sağlığı kurumlarının “son derece endişelenmesi gerektiğini” söylüyor.
Loatman, tüketicilerin yanlış yönlendirilmeleri nedeniyle şekersiz alternatifler dururken şekerli içeceklere yönelebilecekleri uyarısında da bulunuyor.
Birleşik Krallık Gıda Standartları Ajansı Bilimsel Başdanışman Vekili Rick Mumford ise IARC raporunu derinlemesine inceleyeceklerini belirtiyor ve ekliyor:
“Bizim görüşümüz bu tatlandırıcının çeşitli bilimsel komiteler tarafından incelendiği ve mevcut limitlerde kullanıldığında güvenli olduğudur.”
2000’lerin başında yapılan bir araştırma aspartamı farelerde kanserle ilişkilendirmişti. Fakat aynı araştırmanın bulguları diğer bilim insanları tarafından eleştirilmiş ve diğer hayvanlı deneylerde bir kanser riski bulunmamıştı.
Geçen yıl ise 105 bin kişinin katıldığı bir araştırmada, büyük miktarda tatlandırıcı tüketen kişilerle hiç tatlandırıcı tüketmeyen kişiler karşılaştırılmış, sonuç olarak yüksek miktarda tatlandırıcı tüketimi daha yüksek kanser riskiyle ilişkilendirilmişti.
Fakat yüksek miktarda tatlandırıcı tüketen kişilerle hiç tüketmeyenlerin yaşam tarzlarında büyük farklılıklar olması da bu ilişkiyi bir nedensellik sağlamaktan uzak tutuyor.
Uluslararası Tatlandırıcılar Birliği’nden Frances Hunt-Wood, “Aspartam tarih boyunca en çok araştırılan gıda malzemelerinden biri ve dünya genelinde 90’dan fazla gıda güvenliği kurumu bunun güvenli olduğunu söylüyor” diyor.
Kaynak: BBC-Türkçe
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…![]()