Göçmen Sendikası Girişimi, Zonguldak’ta kaçak maden ocağında çalışan Afgan işçi Vezir Muhammed Nourtani’nin ölümüne ilişkin İstanbul ve Ankara’da eylem yaptı.

Göçmen Sendikası Girişimi öncülüğünde, Zonguldak’taki kaçak bir maden ocağında Vezir Muhammad Nourtani isimli göçmen işçinin, patron tarafından darp edildikten sonra, cesedinin yakılarak katledilmesi Kadıköy Süreyya Operası önünde protesto edildi.

Basın açıklamasına 4. Vardiya, LGB-SEN, İnşaat-İş Sendikası,  Çağdaş Hukukçular Derneği, Gençlik Komiteleri, Türkiye İşçi Partisi, Dev Yapı-İş, Özel Okul Öğretmenleri Sendikası katıldı. ‘’ Göçmenlerin canı patronların madenlerinden değerlidir, Yaşasın sınıf dayanışması işçilerin birliği sermayeyi yenecek,  ‘’Nourtani’nin hesabı sorulacak” “Göçmen cinayetleri politiktir’’ sloganları atıldı.

Göçmen Sendikası Girişimi adına açıklamayı okuyan Burcu Çıra, “Biz biliyoruz ki bu ülkede işçi canı kıymetsiz, göçmen işçi canı ise daha da kıymetsiz görülüyor. Patronlar için birer gider kaleminden ibaret olan işçi yaşamı, ödenmesi gereken para cezalarından da ucuz’’ dedi.

“1634 İŞÇİ İŞ CİNAYETİNDE HAYATINI KAYBETTİ, EN AZ 100’Ü GÖÇMEN”

2023’ün ilk 10 ayında en az 1634 işçinin iş cinayetinde hayatını kaybettiğini, bunların en az 100’ünün göçmen işçiler olduğunu söyleyen Çıra, “Sayı ile ifade etsek de her birinin ayrı ayrı yaşamı, ailesi, geleceğe dair hayalleri vardı. İş cinayetlerinin normalleştirilmesini kabul etmiyoruz, buna alışmayacağız. Bu açıdan Vezir Mohammad Nourtani cinayeti münferit bir olay olarak görülemez, ülkede sistematikleşmiş işçi kıyımının ne yazık ki acı bir örneğidir” ifadelerini kullandı.

“DEVLET İŞLENEN SUÇLARA SEYİRCİ KALIYOR”

Çıra, “2 yıl önce İzmir Güzelbahçe’de  Suriyeli inşaat işçileri 23 yaşındaki Mamoun al-Nabhan, 21 yaşındaki Ahmed Al-Ali ve 17 yaşındaki Muhammed el-Bish’in cinayetlerinde tanık olmuştuk. Aradan geçen yıllara rağmen Güzelbahçe davası sonuçlanmayarak geçen hafta yapılan dördüncü duruşmasında mahkeme 2024’e erteledi. Yine bu yıl 26 Mart’ta Karabük Filyos Çayı’nda ölü bedeni bulunan 18 yaşındaki Gabonlu Dina’nın cinayetinde ortada çok açık suç delilleri olmasına rağmen boğuldu süsü verilerek, yerel çete ve çeşitli kamu görevlilerin işledikleri suç gizlenmek istendi. Feministler ve Dina’nın arkadaşlarının çabası sonucunda açılan davanın geçen hafta görülen duruşmasında faillere hak ettiği ceza verilmeyip dava 2024’e ertelendi. Bu cezasızlık ve hukuksuzluk daha fazla göçmenin, daha fazla kadının daha fazla işçinin ölümüne sebep oluyor. Devlet yargısıyla, kolluğuyla bu hukuksuzluk, adaletsizlik düzenine son vermeyerek işlenen suçlara seyirci kalıyor” dedi.

Kaynak: Evrensel – Nurullah Emektar

  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…