Konut kiralarındaki anormal artışın ardından Halkevleri’nin 16 Ekim’de düzenlediği çalıştay ve 24 Ekim’de kiracıların ve ev arayanların katılımıyla gerçekleşen forumdaki tartışmalar temel alınarak konut krizine dair bir rapor yayımlandı. Kiralardaki fahiş artışlara karşı “Kiralara üst sınır getirilsin” kampanyası çerçevesinde düzenlenen çalıştayın ve forumun ardından hazırlanan raporda “Konut politikaları”, “Yaşanabilir konut hakkı”, “Mevcut konut krizinin nedenleri ve boyutları”, “Konut krizine çözüm önerileri” ve “Sonuç” başlıkları yer aldı

Halkevleri’nden konut krizi raporu: “Barınma kamusal bir haktır”

Konut kiralarındaki anormal artışın ardından Halkevleri 16 Ekim’de bir çalıştay düzenlemişti. Yine Halkevleri’nin çağrısıyla 24 Ekim’de de kiracıların ve ev arayanların katılımıyla gerçekleşen forumdaki tartışmalar temel alınarak konut krizine dair bir rapor yayımlandı.

Kiralardaki fahiş artışlara karşı “Kiralara üst sınır getirilsin” kampanyası çerçevesinde düzenlenen çalıştayın ve forumun ardından hazırlanan raporda “Konut politikaları”, “Yaşanabilir konut hakkı”, “Mevcut konut krizinin nedenleri ve boyutları”, “Konut krizine çözüm önerileri” ve “Sonuç” başlıkları yer aldı.

Mevcut konut krizinin, nedenleri ve boyutları hakkında konut krizinin Türkiye’ye özgü olmadığı belirtilerek “Kiralık konut fiyatlarındaki artışlarda her ne kadar büyük kentler örnek verilse de Türkiye’nin dört bir yanında etkisini gösteren bir krizden bahsedebiliriz. İnternet arama motorlarında üstün körü taramalarda dahi Anadolu’nun dört bir yanında kira artışlarına dair haberlere ulaşılabiliyor” denildi.

“BM yaşamaya elverişli konut kriterlerine göre konut masraflarına ayrılan payın en fazla yüzde 30 olması gerekirken Türkiye 2019 yılında dahi bu noktanın epey uzağındadır. Tüm bu veriler 2019 ile 2021 yılları arasında kiralar dahil olmak üzere tüm bu kalemlerdeki artış göz önüne alınarak ele alındığında ise milyonlarca yurttaşın yaşadığı ağır ekonomik/toplumsal krizin boyutları anlaşılmaktadır”denilen raporda sonuç önerileri içinde şunlar yer aldı:

  • Konut yatırım aracı olmaktan çıkartılmalıdır!
  • Toprak rantının konutlar üzerindeki baskısı kaldırılmalıdır!
  • Kamu tekrardan konut üreticisi haline gelmeli, ihtiyaca yönelik sosyal konut üretmelidir!
  • Kooperatiflerin konut üretimindeki payı tekrar artırılmalıdır!
  • Boş konutlar sebepleri ile tespit edilmelidir! Bu konutların kiralık konut olarak arzı sağlanmalıdır!
  • Emlak Bankası eski rolüne geri döndürülmelidir!
  • Öğrenci yurtlarının sayısı artırılmalıdır!

Orta ve kısa vadeli çözümlerin yer aldığı raporun sonuç kısmında ise şu ifadelere yer verildi:

Kamusal bir hak olarak güvence altına alınması gereken barınma hakkı bugün sermayenin en önemli rant alanlarından biri haline dönüştü. Türkiye’de ise AKP iktidarı döneminde inşaat odaklı ekonomik büyüme konutun metalaşmasını oldukça hızlandırdı. Kentlerin yağmalandığı, konut üretiminin aralıksız sürdüğü bu dönemde, konutlar yatırım aracı haline geldi. Toplumsal ihtiyaçları gözeten bir konut politikasından yoksun olan bu anlayışın sonucu mülk sahibi olmayan, kiracı olarak yaşamak zorunda kalan yurttaşların sayısı sürekli artmaktadır.

2022’ye sayılı günlerin kaldığı bugünlerde geçinemeyen, barınamayan milyonlarca yurttaş, son günlerde dövizde yaşanan sert dalgalanmaların da etkisiyle derin bir yoksulluk ile boğuşuyor. Konut sorununun günlük yaşamdaki etkisinin azaltılması için öncelikli olarak acil önlemlerin alınması ve kalıcı çözümlerin mutlaka üretilmesi gerekmektedir.

Raporun tamamı için tıklayınız.

Kaynak: Sendika.Org

  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…