Hıdırellez, en çok da Romanların bayramıdır. Berekettir, bolluktur, bereket bolluk için gül ağaçlarının dibine gömdükleri, ağaçlara astıkları dileklerin gerçekleşmesini beklerler. Edirne ve Kırklareli de, Kakava şenlikleri ile ünlüdür. Yüzyıllardır önyargılardan, nefretten kaçmak için ülkeler, şehirler değiştiren ve son yüzyıldır da yerleşik hayata geçen Romanlar ne dilerlerse dilesinler kaderleri değişmez. Bosna Savaşı için yakılan ağıt, Goran Bregoviç’in meşhur bestesi Ederlezi’nin (Hıdırellez) iç yakan ezgisi gibidir.
“Ah ederlezi, niye geldin bu sene
Bilmez misin, buradaki kızlar yetim
Şurada yatan babalarımızdı, kefensiz
Yaslar bağladı sarı saçlarımız
Babasızdı mavi gözlerimiz”
Bu sözler, dünyanın çeşitli yerlerinde hâlâ bir ritüel olarak kutlanan Hıdırellez’in ağıtıdır.
Yaklaşık on beş yıldır Roman mahallelerinde sahada Romanların hayatına tanık olan hem de ulusal, uluslararası Roman toplantılarında bulunan biri olarak Romanların istihdam, barınma, sağlık ve eğitim gibi temeli ihtiyaçlarıyla ilgili dileklerini sıraladım. İlle de olsun bu sefer.
HIDIRELLEZ DİLEKLERİ
Bu da benim Hızdırellez için yazdığım dizeler:
HIDIRELLEZ
Biz hiç savaş istemedik, dünyanın hiçbir yerinde.
Ama hep savaşın orta yerinde kaldı hayatlarımız.
Nazi kamplarında yakıldık nedensiz bir nefret için,
Hiçbir tarafında olmasak da
Silahların arasında kaldı kardeşlerimiz.
Ağıtlar yaktık,
Ama dünyada hiçbir savaş, nefret savaşlarından,
Daha fazla vurmadı bizi.
İşte bu yüzden yüzyıllardır dünyanın dört bir yanında kardeşlerimizle,
İnsanoğlunun etrafında barış çiçeklerimizle, müziğimizle dönüp duruyoruz,
Görünmezliğimizi görünür,
Dokunulmazlığımızı dokunulur kılmak için…
Dönmeye de devam edeceğiz,
Biliyoruz ki bütün savaşların kıvılcımıdır nefret,
Bu yüzden nefret savaşlarının yangın yerlerini söndürmek için,
Bugün Romanlar dünyanın her yerinde
Hıdrellez ateşinin üstünden atlarken,
Gül ağaçlarının altında yine barışı bulacak…
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…![]()