Hükümetin ‘tasarruf’ kapsamında uygulamaya başladığı hayati olmayan ameliyatların ertelenmesi ve hayati öneme sahip ilaçların dağıtımının kısıtlaması ekonomik tablonun yansımasının en ağır sonuçlarından oldu.
Peki, ekonomideki önü kesilemeyen kötü gidişatın halk sağlığına etkisi ne olacak? Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin Milletvekili doktor Rıdvan Turan ve İstanbul Tabip Odası’ndan doktor Murat Ekmez değerlendirdi.
Ekonomik krizleri egemenlerin ürettiğini ancak halk kitlelerinin aleyhine çözüme bağlandığını belirten Rıdvan Turan, bu durumun halkın hem fiziksel hem de psikolojik sağlığını olumsuz yönde etkilediğini söyledi.
“Dengeli beslenmenin yetersizliği ve işsizliğin yarattığı sosyal izolosyan sağlığı olumsuz etkiliyor. Ayrıca sağlık hizmetlerine erişim güçleşiyor. Yapılan bir araştırmaya göre kriz dönemlerinde intiharların arttığına dair bir bulgu var. Yaşam standartlanın kötüleşmesi ve işsizlik ile intihar arasında pozitif bir korelasyon bulunmuştur.”

AKP’nin başlattığı ‘sağlıkta dönüşüm projesi’nin sağlığı bir meta haline getirdiğini vurgulayan Turan, şöyle devam etti:
“Bu projeyle sağlık tam anlamıyla piyasalaştırılıp, alınıp satılabilecek paranızla ilintili bir duruma getirildi. Neoliberalizmin ne kadar ucubesi varsa ‘sağlıkta dönüşüm’ adı altında hem sağlıkçılara hem de halka dayatıldı. Yıllardır devrimcilerin, yurtseverlerin söylediği ‘Kapitalizm sağlığa zararlıdır’ sözü kriz döneminde boyutlandırılamayacak bir noktaya ulaştı.”
Sağlık hizmetlerinde ciddi sıkıntıların yaşandığını söyleyen Murat Ekmez ise doktorlara sözlü olarak ‘kapalı ameliyatları erteleyin’ bildiriminin geldiğini ifade etti.
Bu ameliyat malzemelerinin yurt dışından geldiğini dolayısıyla döviz kuru nedeniyle alınamadığını belirten Ekmez devamla şunları aktardı:
“AKP ile başlayan ‘sağlıkta dönüşüm projesi’yle birlikte hastaneler sanki gelir elde etmek zorundaymış gibi bir durum oluştu. Biz Tabip Odası olarak hastane ziyareti yapıp, başhekimlerle görüşüyoruz. Bir başhekim ‘İmkanım olsa şuraya bir kafe açarım ve hastanenin gelirini arttırım’ demişti. Biz şoka uğramıştık. Bir başhekimin bunu söylemesi sağlığın nasıl bir zihniyetle yönetildiğine dair ciddi bir bulgu veriyor. Bir çöküşün tüm emareleriyle karşı karşıyayız.”
Sağlık sistemi ve sağlık çalışanlarının hükümet tarafından itibarsızlaştırıldığına dikkat çeken Ekmez, bu durumun da sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti arttırdığını ifade etti.

Güvenlik önlemleriyle sağlıkta şiddetin durdurulamayacağını kaydeden Ekmez, şunları söyledi:
“En elzem şey nitelik ve sağlık çalışanlarının itibarsızlaştırılmasının durdurulması. İktidar tarafından topluma verilen mesaj şu: “Her şey muhteşem eksik varsa sağlık çalışanından dolayıdır”. Halbuki sorun sistemde. Bir doktor günden çok sayıda hastaya bakmak zorunda kalıyor.
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin kadına, hayvana ve çatışmalı bölgelerdeki sivillere yönelik şiddetten bağımsız olmadığını dile getiren Ekmez, Kürt illerindeki hastanelerin sokağa çıkma yasağı döneminde askeri bir karargaha dönüştüğünü hatırlatarak şunları söyledi:
“O dönemde yurttaşlar tedavi alamadı. Hastanelere silahı ne yazık ki bu iktidar soktu. Suruç’ta seçim döneminde sivil yurttaşların linç edilerek öldürüldüğüne tanık olduk. Bu çok büyük bir hadise. Ve bunları hastaların şiddetinden ayrı düşünemeyiz.”
Kaynak : Gazete Karınca
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…![]()