Ülkelerinde yaşanan savaş, yoksulluk, rejim baskısı gibi nedenlerden dolayı göç etmek zorunda kalan insanlar kendilerine ve yakınlarına yeni bir yaşam kurma umuduyla karşı kıyıya, Avrupa’ya ulaşmaya çalışıyorlar.
Ulaşabilenler yeni bir yaşam kuruyor. Ulaşamayanlar ise ya trafik kazasında ya da geçiş sırasında Ege Denizi’nde yaşamlarını yitiriyor. Yaşamını yitirenlerin büyük çoğunluğu Suriye, Irak ve Afganistanlılar.
DNA örnekleri alındıktan 15 gün sonra 5 haneli bir sayı verilerek İzmir Karşıyaka Doğançay Mezarlığı’nda bulunan ve ‘412 ada’ olarak da bilinen kimsesizler mezarlığına defin ediliyorlar.
Yakını olsun olmasın Türkiye’de statü sahibi olmayan Suriyeliler cenazelerini kimsesizler mezarlığına defnediyor.
Geleneksel mermer mezarlarla kaplı olan Doğançay mezarlığının en sonunda yer alan kimsesizler mezarlığında, yakınları tarafından bulunan birkaç mezar dışında tüm mezarlarda sadece rakamların yazdığı tahta ya da demirden soğuk çubuklar var.
412 adanın hemen karşısında Sivas Katliamı’nda yaşamını yitiren 33 aydının anısına yapılan Barış Anıtı görülüyor. Barışın olamadığı ülkelerinde yaşayamayanların mezarlarını gözlüyor anıt…
5 yıl önce annesini ve kız kardeşlerini
Deniz’den korktuğunu belki de bu yüzden Avrupa’ya geçmeye çalışmadığını söyleyen Hanedi, “Çocuklarım ölmesinler diye buraya geldim.
Hanedi’nin 13 yaşındaki kızı Esma, Halep’i hatırlamadığını belirterek şunları söyledi, “Ne zaman, nasıl geldik hatırlamıyorum. Hatırladığım bir gün uyandım tanımadığım bir yerdeyim. Tanımadığım insanlar var. Anneme sordum Türkiye’de olduğumuzu söyledi. Suriye’de savaş çıkmış.” Hanedi’nin en küçük çocuğu Ahmed ise konuşmak istemiyor. Annesi oğlu için şöyle diyor, “Oğlum çok ağırbaşlıdır, az konuşur, hiç ağlamaz, çok efendidir.”
Konak Mülteci Merkezi kurucularından Yalçın Yanık ise, “Suriye İç Savaşı başladığında Türkiye’ye çok ciddi bir nüfus kayması yaşandı. Bu insanlar tüm mal varlıklarını, anılarını, her şeyi geride bırakarak Türkiye’ye sığındı. Gayet onurlu
Kaynak: DUVAR-Haber ve fotoğraflar: Sakıp Yaşar
