Meitner, 1923 yılında Auger etkisi olarak bilinen ve iki yıl sonra Pierre Victor Auger tarafından keşfedilen radyasyonsuz geçişi keşfetti.
Avusturya, 1938’de Almanya tarafından işgal edildikten sonra, Meitner Almanya’dan İsveç’e kaçmak zorunda kaldı. Manne Siegbahn’ın Stockholm’daki enstitüsünde çalışmaya devam etti, ancak kısmen Siegbahn’ın bilimdeki kadınlara karşı önyargısı nedeniyle az desteği vardı. Hahn ve Meitner, yeni bir deney planı yapmak için Kasım ayında Kopenhag’da gizlice bir araya geldiler. Nükleer fisyon kanıtını sağlayan deneyler Berlin’deki Hahn laboratuvarında yapıldı ve Ocak 1939’da yayınlandı. Şubat 1939’da Meitner, yeğeni olan fizikçi Otto Frisch ile birlikte, gözlemlerinin fiziksel açıklamalarını nükleer fisyon ismi altında yayınladı.
Nobel Kimya Ödülü komitesi, 1944 yılında Lise Meitner’in oynadığı rolü göz ardı ederek, fizyonu keşfetmesinden dolayı ödülü Otto Hahn’a verdi. Otto Hahn ise bu yanlışlıktan ve Meitner’in katkılarından hiç bahsetmedi. Hahn’ın bu sessizliği Meitner’i çok etkiledi ve bir daha ortak çalışma yürütmediler. Nobel’de yapılan hata, 1966’da Hahn, Meitner ve Strassman’a Enrico Fermi Ödülü verilerek ‘kısmen’ telafi edildi.
Meitner, 1960’da Cambridge’e yerleşmiş ve 27 Ekim 1968’de orada vefat etmiştir. 1992’de, evrendeki en ağır bilinen element 109’a Meitnerium (Mt) adı verildi. Birçok kimse Lise Meitner’i 20. yüzyılın en önemli bilim insanı olarak görüyor.
Kaynak : Ötekilerin Gündemi
