Salı günü yayınlanan haftalık epidemiyolojik güncellemesinde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ/WHO), Mu varyantının Kolombiya ve Ekvador’da giderek yaygınlaştığı aşılara karşı olası direnç belirtileri gösterdiği konusunda uyarmıştı.  DSÖ, Mu’nun ilk olarak Ocak 2021’de Kolombiya’da tanımlandığını ve o zamandan beri Güney Amerika ve Avrupa’da vaka ve salgınlarla ilgili raporlar olduğunu söyledi. Sıralı COVID-19 vakaları arasında Mu’nun küresel prevalansı %0,1’in altında olsa da, şu anda enfeksiyonların sırasıyla yaklaşık %39 ve %13’ünden sorumlu olduğu Kolombiya ve Ekvador’da prevalansı “sürekli olarak artırdığı” tespit edildi.

***

Yunanistan’da Covid-19’un “Mu” varyantına rastlandı. Vakalardan 2’si başkent Atina’daki Eleftheros Venizelos Havalimanı girişinde yapılan testlerle tespit edilirken diğer 4 vaka ise Argolida, Attiki ve Ahaia’da kaydedildi.

***

Türkiye’de salgın hala kontrol altına alınamadı. Yeni vaka bildirimi yüksek hızda devam ederken, günlük can kaybı artmaya devam ediyor. Son 24 saatte yeni vaka sayısı 22 bin 857 kişi ve Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 276 kişi. Toplam vaka sayısı 6 milyon 460 bine yaklaşırken toplam can kaybı ise 57 bin 559 kişiye yükseldi. Günlük test sayısı 305 bin civarında. Aktif hasta sayısı yükselmeye devam ederek 500 bin eşiğini geçti, 514 binin üzerine çıktı. Aktif hasta sayısındaki ciddi artış bulaş tehdidinin daha da büyüyeceğini gösteriyor.

***

Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala’ya göre ise, Türkiye’deki Covid-19 tablosu şeffaf bir şekilde kamuoyuna sunulmuyor; bu da uzmanların değerlendirme yapmasını zorlaştırıyor. Nitekim Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı tablo ile kendi hazırladıkları epidemiyolojik modellemenin farklı olduğuna vurgu yapan Pala, 1 Eylül korona virüsü tablosunu değerlendirirken farkları şu şekilde açıklıyor: “302 bin test yapılmış, 23 bin 946 vaka ve 290 da ölüm belirtilmiş. Burada test pozitifliği yüzde 7,6 civarındadır. Salgını kontrol altına alma kriterleri içinde bunun yüzde 3’ün altında olması beklenir. Türkiye’de halen test politikası açısından temaslılara ve risk gruplarına değil, yalnız semptomu olanlara test yapıyoruz. Şu anda hâlâ test pozitifliğimiz çok yüksek, aktif olgu sayımız 500 binin üzerinde seyrediyor. Bizim yaptığımız modellemelere göre ölüm sayıları bu kadar artış gösterirken olgu sayılarının bununla paralel ve geçmişteki kadar artış göstermemesi beklendik bir durum değil. Son iki üç hafta içerisinde ölüm sayısının günlük 200’ün üzerine çıktığı durumlarda günlük olgu sayısının da 40 binlere yakın olmasını beklerdik ama öyle bir durum ortaya çıkmadı. Bizim kurduğumuz epidemiyolojik modele bakarsak bu günlerde olgu sayımızın 50 bine yakın seyretmesini beklerdik. Bunu tartışabilmek için bakanlığın sağlıklı, şeffaf bir veri açıklaması lazım. Çok kapsamlı şekilde de virüsün genetik analizini yapması lazım.” Türkiye’de atlanan bir gerçek olduğuna dikkat çekerek, “Halk sağlığı düzenlemesi yapılmadan sadece aşıyla bu salgınla başa çıkacağımızı düşünmek gerçekçi değil” diyen Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, “Kişisel deneyimime göre ben ölüm sayılarının ekim-kasım arasında bu düzeylere gelebileceğini tahmin ediyordum. Bunun arkasında Delta varyantının Türkiye’de bizim umduğumuzdan daha erken dönemde ve daha fazla etkili olmuş olması yatabilir. Bu konuda değişik hipotezler var: Bunlardan bir tanesi Türkiye’de bilmediğimiz, henüz adı konmamış, diğer olarak adlandırılan farklı varyantların varlığı. Geldiğimiz noktada öyle anlaşılıyor ki; biz 2021 yılının nisan 15 ila mayıs ayının ilk haftası içerisindeki günlük yüksek ölüm sayılarına doğru gidiyoruz. Bu durumda eylül-ekim ayı aylık ölümler açısndan belki de en fazla ölümün kayıtlara geçebileceği ay olma iddiasını sürdürüyor. Bunun üzerine gelecek haftadan itibaren okulların ve üniversitelerin açılıyor olması eylül ayında hastalıkla ilgili hem olgu hem de ölüm sayılarındaki artış öngörüsünü doğrulayabilir. Okulların açık tutulması bazı koşullara bağlı. Ders sürelerinin 40 dakika olacağı açıklandı. Bu olağanüstü durumda havalandırmanın bulaşta etkili olduğunu düşünürsek günde 6 saat ders yapılması yerine 8-9 saat ders yapılıp, ders saatleri 20 dakika ile sınırlı tutulabilir. Sınıf mevcutları yarıya düşürülebilir. Bu düzenlemeler yapılmaksızın, her ne pahasına olursa olsun okullar açılsın yaklaşımı faturası ağır bir şekle dönebilir. Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemek mantıklı değil. Halk sağlığı düzenlemeleri yapılmadan sadece aşı salgında etkili olmaz” ifadelerine yer verdi.

***

Öğrenci Veli Derneğinin (Veli-Der), yüz yüze eğitimin başlamasına kısa bir süre kala İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde açıklama yapmasına izin verilmedi. Bunun üzerine Sultanahmet Meydanı’nda açıklama yapan veliler okulların açık tutulması taleplerini yineledi. “Aç-kapa değil, sürdürülebilir eğitim istiyoruz” diyen veliler, okullarda gerekli önlemlerin alınmaması durumunda okulların tekrar kapanabileceğine dikkat çekti. Okulların açılmasına 3 gün kalmış olmasına rağmen halen belirsizliklerin sürdüğüne, sorularının yanıtsız kaldığına ve alınması gereken önlemlerin alınmamış olmasının kaygılarını artırdığına vurgu yapan veliler “Sınıflar seyreltilmeden fiziksel mesafenin sağlanamayacağı; fiziksel mesafe sağlanmadan ise bulaş riskinin önlenemeyeceği çok açık. Bunu yapmanın tek koşulu sınıfları seyreltmektir. Sınıfları seyreltmek de ancak ek derslik ve ek öğretmen ataması ile mümkündür. Ancak okulların açılmasına 3 gün kalmış olmasına rağmen bu konuda atılmış bir adım yok.” dedi.

***

Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr.Ahmet Saltık, Halk Sağlığı Haftası’nda; “Biz halk sağlıkçılar hastalığı değil, sorunu yönetmeye çalışıyoruz. Günlük 20-22 bin yeni tanı koyuyorsunuz, bu insanların 14 gün kadar sonra bu havuzdan çıkması gerekir. PCR pozitif hale gelen insanlar, uzun süre PCR negatifleşemiyorlar. Neden havuzda kalma süreleri uzuyor? 14 gün değil de 21 gün, 28 gün, 5 hafta, 6 hafta; bu daha önce böyle değildi. Geçen hafta İzmir’de yapılan virolojik çalışmalarda neredeyse hastaların yüzde 30’unda yeni bir varyant saptandı. Bunu Sağlık Bakanlığı saptayamadı. İşte bunların yapılmasını, biz halk sağlıkçılar yönlendiriyoruz” dedi.

***

Aşı istatistiklerini tam ayrıntılı paylaşamıyoruz. TURCOVID19 sitesi, Sağlık Bakanlığı’nın anlık aşı verilerini paylaşımına 25 Ağustos 2021 tarihinde ara vermesi nedeniyle aşı istatistiklerini veremiyor. Tek adam rejimi her alanda şeffaflıktan vazgeçme eğiliminde. Yayımlanmayan istatistikler salgın kontrolü ile ilgili bilimsel değerlendirme yapmaya da engel.

3 Eylül saat 19:00 itibariyle son 24 saatte 813 bin 77 doz aşı uygulandı. Hafta başından beri 1 miyo doza yaklaşılamadı. Hafta sonu daha da düşecek günlük doz. Türkiye’de bugüne kadar, 49 milyon 197 bin 925 kişiye ilk doz, 37 milyon 976 bin 800 kişiye ikinci doz ve 8 milyon 871 bin 214 kişiye de üçüncü doz aşı yapıldı.18 yaş üstü nüfusa göre birinci doz Türkiye ortalaması yüzde 79.26, ikinci doz ortalaması yüzde 61.18 oldu. Bu hızın tüm nüfusa göre hesaplanması gerektiğini, yani ifade edilenden çok daha düşük aşı oranlarına sahip olduğumuzu bir kez daha hatırlatıyoruz.

***

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü verilerine göre İstanbul’da ilk doz aşılanma oranları yüzde 70’in üzerinde. Çift doz aşılanmada ise yüzde 60’lara yaklaşıldı. İstanbul’da çift doz aşısını tamamlayan grup yüzde 91 ile 65 yaş üstü kesim. 15-39 yaş grubunun ise henüz yüzde 61’i ilk doz aşısına gitmiş durumda. 39 ilçe içerisindeki aşılanma oranlarının da ilk kez paylaşıldığı verilere göre yüzde 85 ile ilk sırayı Kadıköy ilçesi alıyor. İstanbul’da aşılanmanın en düşük olduğu ilçe ise yüzde 61 ile Sultanbeyli. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün DHA’ya açıkladığı verilere göre, hiç aşı olmayanların hastaneye yatış oranı yüzde 56,8 iken, yoğun bakıma düşme riski ise yüzde 58.4’e çıkıyor. Aşılananlarda bu risk yüzde 1’in bile altında kalıyor. İstanbul’daki son durumu değerlendiren İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, “Şu anda bizim gözlemlerimiz ve bilim dünyasının da ispatladığı şey şu: Aşı olduğunuz zaman ölüm riskiniz 10’da 9 azalıyor. Yoğun bakıma düşme oranları da azalıyor. Eğer başka bir hastalığınız yok ise, yoğun bakımdaki yaş ortalaması da çok düşmüyor.  Şu an İstanbul’da yoğun bakımda yatan hastalarımızın, aşı olanların ki bunlar esasına bir süre önce aşılanmış ama 3. dozlarını ihmal etmiş ya da tek doz aşılı yani eksik aşılı hastalarımız, yaş ortalaması 78. Ancak hiç aşılanmamış olduğunda yoğun bakım hastalarında yaş 55’e düşüyor. Yani siz yandaş hastalığınız da olsa, aşıyla esasında büyük orada korunuyorsunuz. Ama aşısızsanız, genç de olsanız, başka hastalığınız olmasa da yoğun bakıma girip çok büyük risklerle karşılaşıyorsunuz” dedi.

***

Türk Hava Yolları (THY) yolcularına yönelik yaptığı uyarıda 6 Eylül tarihi itibariyle iç hat uçuşlarında koronavirüs aşısı olmayan yolculara PCR testi sunma zorunluluğu getirildiğini açıkladı.

***

Şehirlerarası tren yolculuklarında 18 yaş altı yolcular HES koduyla seyahat edebilecekken, 18 yaş üzeri yolcular aşı olduklarını HES uygulamasından belgeleyecek, aşılanmamış ve hastalık geçirmemiş yolcular ise azami 48 saat öncesinde yaptırılan negatif PCR test sonuçlarını ibraz ederek seyahat edebilecek.

***

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yeşim Taşova, okulların açılmasıyla birlikte korona virüs aşısının 12 yaş altındaki çocuklara da yakın zamanda uygulanabileceğini söyledi. Taşova, “12 yaş altına kadar mRNA aşılarının da çalışmaları var. Toplumdaki virüs yükünü azaltmak için toplumda aktif olan grubun aşılanma gerekliliği ortada” dedi.

***

İngiltere’de aşı uzmanları 12-15 yaş arasındaki çocukların tamamı için bir Koronavirüs aşısı yapılmasını önermediklerini ve nadir görülen miyokardinin uzun süreli etkilerini değerlendirmek için ihtiyatlı bir tutum sergilemeyi tercih ettiklerini ifade ettiler.

***

İçişleri Bakanlığının ‘Bazı Faaliyetler İçin PCR Testi Zorunluluğu Genelgesi’ çerçevesinde, şehirlerarası tren yolculuğuyla ilgili de bazı zorunluluklar getirildi. Genelgeye göre 2 yaş altı bebek yolcular için HES kodu gerekmiyor, 18 yaş altı yolcular ise HES koduyla biletlerini alabilecek, trenle seyahat edebilecekler. 18 yaş üzeri yolcular biletlerini HES koduyla satın alacak ve trene binerken, aşılı olanlar ve hastalığı geçirerek bağışıklık kazanan yolcular (Kovid 19 hastalığı sonrası bilimsel olarak bağışık kabul edilen süreye göre) durumlarını HES uygulamasından belgeleyerek, aşılanmamış ve hastalık geçirmemiş yolcular ise azami 48 saat öncesinde yaptırılan negatif PCR test sonuçlarını ibraz etmek suretiyle seyahat edecekler.

***

Covid-19 vakalarının küresel yükseliş eğilimi sürüyor. Farklı coğrafyalarda pandemi sık görülmeye, sık öldürmeye ve yaşamı altüst etmeye devam ediyor. Toplam vaka sayısı 220 milyonu geçerek 20 milyon 597 binin üzerine çıktı. Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 4 milyon 566 bin 296 kişiye yükseldi. Aktif hasta sayısı yükselmeye devam ederek, 18 milyon 940 binin üzerine çıktı. Bu ciddi artış bulaş tehdidinin oldukça büyük olduğunun göstergesi.

Küresel düzeyde son 24 saatte 665 bin 22 kişiye Covid-19 tanısı konurken 9 bin 899 kişi Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Pandemi yeniden tüm küreye yayıldı. ABD zirvedeki yerini korudu. Ülkelere göre yeni vaka sayısı şöyle: ABD (182.6 bin), Hindistan (42.3 bin, İngiltere (42.1 bin), İran (27.6 bin), Brezilya (25.3 bin), Türkiye (22.9 bin), Filipinler (20.3 bin), Malezya (19.4 bin), Rusya (18.9 bin),  Japonya (18.2 bin), Meksika (18.1 bin), Vietnam (14.9 bin), Tayland (14.7 bin), Fransa (13.5 bin), ve Almanya (12.6 bin).

***

İçişleri Bakanlığı, yurt dışından gelecek Türk vatandaşları ile yabancılara uygulanacak tedbirlerin yer aldığı yeni bir ‘ülkeye giriş tedbirleri’ genelgesi yayımladı. Buna göre,

  • Halihazırda durdurulmuş olan Brezilya, Güney Afrika, Nepal ve Sri Lanka uçuşlarına ilişkin uygulama yeni bir karar alınıncaya kadar aynen devam edecek ve bu ülkelerden Türkiye’ye doğrudan seyahat edilmesine izin verilmeyecek.
  • Başka bir ülkeden gelmekle birlikte son 14 günde Brezilya, Güney Afrika, Nepal ve Sri Lanka’da bulunduğu anlaşılan kişilerden Türkiye’ye girişten azami 72 saat önce yapılmış negatif sonuçlu PCR test raporu ibrazı talep edilecek ve bu kişiler valiliklerce belirlenecek yerlerde 14 gün süreyle karantinaya alınacak. Karantinanın 14’üncü gününde yapılacak PPCR test sonucu pozitif çıkanlar izolasyona alınacak.
  • Bangladeş, Hindistan ve Pakistan’dan gelen kişilerden girişten azami 72 saat önce yapılmış negatif sonuçlu PCR test sonucunun ibrazı talep edilecek. Bangladeş, Hindistan ve Pakistan’dan doğrudan gelenler ile son 14 günde bu ülkelerde bulunduğu anlaşılanlardan; ­Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) veya Türkiye tarafından acil kullanım onayı verilmiş aşılardan en az iki doz (Johnson&Johnson için tek doz) yaptırdıkları ve son dozdan en az 14 gün geçtiğini belgeleyenler ülkeye girişte karantina uygulamasından muaf tutulacak.
  • DSÖ veya Türkiye tarafından acil kullanım onayı verilmiş aşılardan en az iki doz (Johnson&Johnson için tek doz) yaptırdıklarını ve son dozdan en az 14 gün geçtiğini belgeleyemeyenler ise ikametgahlarında veya beyan edecekleri adreslerde karantinaya alınacak, karantina sürecinin 10’uncu gününde PCR testine tabi tutulacak.10’uncu günde PCR testi yaptırmayanlar 14 gün süreyle karantinada tutulacak. Test sonuçlarının pozitif çıkması durumunda Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğünce yayımlanan güncel pandemi rehberleri doğrultusunda hareket edilecek.
  • Afganistan’dan gelen kişiler ile son 14 günde bu ülkede bulunduğu anlaşılan kişilerin ülkeye girişlerine ilişkin olarak 1 Temmuz tarihli genelgeyle getirilen hükümlerin uygulanmasına devam edilecek.
  • Birleşik Krallık, İran, Mısır ve Singapur’dan gelen kişilerden girişten azami 72 saat önce yapılmış negatif sonuçlu PCR test raporu ibrazı talep edilecek.
  • Diğer ülkelerden gelenlerden tüm sınır kapılarından ülkeye girişlerde DSÖ veya Türkiye tarafından acil kullanım onayı verilmiş aşılardan en az iki doz (Johnson & Johnson için tek doz) yaptırdıklarını ve son dozun üzerinden en az 14 gün geçtiğini belgeleyenler karantina tedbirlerinden muaf olacak. İlk PCR pozitif test sonucunun 28’inci gününden başlamak üzere son altı ay içinde hastalığı geçirdiğine dair ilgili ülke resmi otoritelerince düzenlenen belgeyi ibraz edenlerden de negatif sonuçlu PCR/hızlı antijen testi raporu ibrazı talep edilmeyecek ve karantina tedbiri uygulanmayacak.
  • Bu ülkelerden gelenlerden Türkiye’ye girişlerde aşı sertifikasının veya hastalığı geçirdiğine dair belgelerin ibraz edilememesi durumunda girişten azami 72 saat önce yapılmış negatif sonuçlu PCR test raporu veya girişten azami 48 saat içerisinde yapılmış negatif hızlı antijen test sonucunun ibrazı istenecek.
  • 12 yaş altındaki çocuklar Türkiye’ye girişlerde PCR/Antijen test raporu ile aşı sertifikası uygulamalarından muaf tutulacak.
  • Dış ticaretin olumsuz etkilenmemesi için uçak-­gemi mürettebatı, kilit personel olarak nitelendirilen gemi adamları ve tır şoförleri SARS­CoV­2 PCR testi ve karantina uygulamasından muaf tutulacak.

 

***

Not: Dünya ve Türkiye Covid-19 istatistiklerini Worldmeter sitesine göre vermeye devam ediyoruz. Her gün paylaştığımız veri bir gün önceye ait olup ülkelerin bildirimlerine göre şekilleniyor. Veriyi her gün sabit saatte (sabah 08.00) alıyoruz.

 

  • Hakkımızda
  • Künye

 

Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…