Türk Tabipleri Birliği (TTB) ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Sağlık Bakanlığı 2024 Yılı Bütçe Teklifi ile ilgili değerlendirme toplantısı yaptı.
TTB’de yapılan toplantıda ilk sözü TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı aldı.
Korur- Fincancı, “TBMM Bütçe Komisyonu görüşmelerinde Sağlık Bakanı’nın renkli grafikler eşliğinde sunduğu verilerin bilimsel ölçütlere uygun olmadığını ve hakikati büktüğünü” belirtti.
Bütçenin toplumun sağlığını korumadığını ifaden eden Korur Fincancı, “Sağlıklı yaşam süreleri kısalırken, kronik hastalıklar artarken, şehir/şirket hastanelerine hasta garanti edilirken, kâr artırıcı mekanizmalar çoğaltılırken; bu bütçenin Türkiye’de toplumun sağlığın koruyamayacağı aşikar” dedi.
TTB Merkez Konseyi II. Başkanı Ali İhsan Ökten, basın açıklamasını okudu.
Ökten, 11 Aralık’ta TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanan Sağlık Bakanlığı Bütçesi’nin 16 Aralık’ta TBMM Genel Kurulu’na gelmesinin beklendiğini söyledi.
Toplam bütçeye değinen Ökten, Diyanet İşleri Başkanlığına ayrılan “Cumhurbaşkanlığı tarafından, merkezi yönetim bütçesi toplamı 2024 yılı için 11 trilyon 89 milyar 37 milyon 425 bin TL olarak teklif edildi. Teklif edilen toplam miktarın yalnızca yüzde 6,6’sı (732 milyar 562 milyon 378 bin TL) Sağlık Bakanlığı için ayrılıyor. Türk Lirası üzerinden yüzde 56 oranında artmış gibi görünen bütçeye döviz kurları açısından baktığımızda aslında bir artış olmadığını görebiliriz.
Bütçenin 91 milyar 824 milyon 805 bin TL’si Diyanet İşleri Başkanlığı için ayrılmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı için ayrılan pay, Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinden 2,4 kat, Göç İdaresi Başkanlığı bütçesinden de 4,2 kat, Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesinin yarısından, Sağlık Bakanlığı bütçesinin ise sekizde birinden daha fazladır. Bütçe kaynakları öncelikle devletin laik ve sosyal nitelikleri için ayrılmalı ve kullanılmalıdır” dedi.
Ökten, “hekimlerin ve sağlık emekçilerinin her geçen yıl daha da yoksullaştığını” söyledi ve şöyle devam etti:
“Bütçe teklifinde hekim ve sağlık emekçilerinin maaş ve emekli aylığına etki edecek ek göstergelerin ve özel hizmet tazminat oranlarının yükseltilmesiyle maaşlarda en az yüzde 150-200 oranında artış yapmaya olanak verecek düzenlemeler yapılmalıdır.
Sağlık Bakanlığı bütçesinin hedefi şirketlere, yandaşlara kaynak aktarmak olmamalıdır. Bir bütün olarak sağlığının korunduğu, geliştirildiği topluma, toplumsal yaşantıya ulaşmak olmalıdır.
Sağlık emek ve meslek örgütleri olarak Sağlık Bakanlığı 2024 yılı bütçesini sadece sağlık emekçilerinin değil, halkın sağlığını da koruyamayacağı için reddediyoruz. Bütçenin şeffaf ve tüm bileşenlerle birlikte hazırlanması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz.
Bizler sağlık emek ve meslek örgütleri olarak kamu otoritesini uyarırken, hakkımız olanı alana kadar mücadele edeceğimizi bir kez daha bildiriyor ve tüm çalışanları birlikte mücadeleye davet ediyoruz.”
Açıklamadan sonra Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Ağrı Milletvekili Heval Bozdağ konuştu.
Bozdağ, “toplum dahil edilmeden hazırlanan bir bütçenin toplumun ihtiyaçlarının karşılayamayacağını” ifade etti.
Güvenlik politikalarına ayrılan payın artırılmasından, bölgesel eşitsizliklerden, anadilinde sağlık hakkının gaspından söz eden Bozdağ, içinde halkların, ezilenlerin ve emekçilerin olmadığı bir bütçeyi kabul etmeyeceklerini söyledi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bursa Milletvekili Kayıhan Pala ise; “Bütçede iki makro sorun var. Birincisi; bütçe yetersiz. Sağlığa kaynak aktarma konusunda isteksizlik var. İkincisi; bütçenin dağılımı yanlış. Sağlık politikası hastalanan insanları tedavi etmek üzerine değil, insanları hastalıklardan koruma üzerine kurulmalı” dedi.
Deprem bölgesindeki aile sağlığı merkezlerine “Başınızın çaresine bakın” denilmesinin çarpıcı bir örnek olduğunu ifade eden Pala, hem toplumun sağlık hakkını hem de sağlık emekçilerinin haklarını göz ardı eden bu bütçeyi reddettiklerini dile getirdi.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık; “Hangi partiyi destekliyor olursa olsun tüm seçmenlerin, bu sistemin kendi haklarını gözetmediğine ilişkin eleştirel bir bakış ile bütçe oylamalarını izlemelerini temenni ediyorum” diye konuştu.
Kaynak: Bianet
Sağlık Bakanlığı 2024 Bütçe Teklifinde Hekimler, Sağlık Emekçileri ve Toplum Sağlığı Yok!
2024 yılı için planlanan Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi; 17 Kasım 2023’te Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) getirilmesinin ardından tüm eleştirilere rağmen TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi. Kanun teklifi 11 Aralık’ta TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlandı ve Sağlık Bakanlığı Bütçesi’nin 16 Aralık’ta TBMM Genel Kurulu’na gelmesi bekleniyor.
Bütçe görüşmelerinde finansal kaynağın kimlerden ne kadar alınarak oluşturulduğu ve kimlere ne kadar dağıtılacağının kararı verildiği için toplumun her kesimi açısından önem arz etmektedir. Bütçe, toplumun sağlığını direkt olarak ilgilendirmektedir. Özellikle son 20 senede kaynağın toplanması ve paylaşımında adil davranılmaması; toplumsal eşitsizlikleri artırmakta ve toplum sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir.
Cumhurbaşkanlığı tarafından, merkezi yönetim bütçesi toplamı 2024 yılı için 11 trilyon 89 milyar 37 milyon 425 bin TL olarak teklif edilmektedir. Teklif edilen toplam miktarın yalnızca %6,6’sı (732 milyar 562 milyon 378 bin TL) Sağlık Bakanlığı için ayrılmaktadır. Türk Lirası üzerinden %56 oranında artmış gibi görünen bütçeye döviz kurları açısından baktığımızda aslında bir artış olmadığını görebiliriz. Bütçenin 91 milyar 824 milyon 805 bin TL’si Diyanet İşleri Başkanlığı için ayrılmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı için ayrılan pay, Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinden 2,4 kat, Göç İdaresi Başkanlığı bütçesinden de 4,2 kat, Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesinin yarısından, Sağlık Bakanlığı bütçesinin ise sekizde birinden daha fazladır. Bütçe kaynakları öncelikle devletin laik ve sosyal nitelikleri için ayrılmalı ve kullanılmalıdır.
Sağlık Bakanlığı’nın bütçe teklifi incelendiğinde, 2024 yılı bütçesinin %71,5’inin “tedavi edici sağlık” hizmetleri için, %28,5’inin koruyucu sağlık hizmetleri için ayrıldığı görülmektedir. Bilimsel bilgiler ışığında yapılacak planlamada önceliğin “koruyucu sağlık” hizmetlerine verilmesi ve hem toplumun sağlığının geliştirilmesi hem de korunmasının öncelikli olması gerekmektedir. Tedavi edici ve koruyucu sağlık hizmet oranlarına ayrılan bütçe tersine çevrilmediği sürece sağlıklı bir toplum yaratmak mümkün olmayacaktır.
Yıllardır ülkemizdeki sağlık sistemini ve onun altyapısını oluşturan finansman sistemini eleştirmekteyiz. Olumsuz onca sonuca rağmen halen kırılgan bir sağlık sisteminde ve bu sistemi daha da kırılgan hale getiren mekanizmalarda ısrar edilmektedir. Pandemi, deprem ve diğer afetlerde bilimsel bir sağlık sisteminin her defasında nasıl olmadığına; özellikle yoksul kesimlerin nasıl feda edildiğine şahit olduk. Hazırlanan bütçelere, yapılan sağlık harcamalarına baktığımızda da; çökmeye mahkûm olan, sağlıksızlık üreten bu sistemin kaynaklarımızı nasıl yuttuğunu görebiliyoruz.
Bunun yanı sıra, ülke genelindeki toplam harcamalar içinde sağlık hizmetleri için gerçekleşen harcamaların payı da önemli oranda azalmıştır. Nitekim, TÜİK tarafından 7 Aralık 2023 tarihinde yayımlanan “Sağlık Harcamaları İstatistikleri 2022” verilerine göre, toplam sağlık harcamalarının gayri safi yurtiçi gelir (GSYG) içindeki payı %4’e düşmüştür. Oysa, bu orantı 2019 yılında bile %4,7 idi. Pandeminin ilk yılında (2020) %5 olarak gerçekleşirken, 2021 yılında da %4,9 olarak gerçekleşmişti. Özetle, 2022 yılında sağlık harcamalarının GSYG içindeki payı 2019 yılına göre %15, 2020 yılına göre %20 ve 2021 yılına göre de %18 oranında azalmıştır. Tek başına bu veriler bile iktidarın sağlık hizmetlerini ne kadar önemsediğini, öncelediğini ortaya koyması açısından yeterlidir. Bununla birlikte, toplam sağlık harcamalarının %73’ü hanehalkları tarafından gerçekleştirilirken devletin payı %27’nin bile altındadır. Bu durum kabul edilemez. Devlet elini halkın cebinden çekmeli, sağlık harcamaları hanehalkaları tarafından değil tamamı devlet tarafından, genel bütçe içinden karşılanmalıdır.
Hekimler ve sağlık emekçileri Türkiye’de emek gücünü satarak yaşamak zorunda olanların tümü gibi her geçen yıl daha da yoksullaşmış ve kıt kanaat geçinebilir hale getirilmiştir. Bütçe teklifinde hekim ve sağlık emekçilerinin maaş ve emekli aylığına etki edecek ek göstergelerin ve özel hizmet tazminat oranlarının yükseltilmesiyle maaşlarda en az %150-200 oranında artış yapmaya olanak verecek düzenlemeler yapılmalıdır. Sağlık Bakanlığı bütçesinin hedefi şirketlere, yandaşlara kaynak aktarmak olmamalıdır. Bir bütün olarak sağlığının korunduğu, geliştirildiği topluma, toplumsal yaşantıya ulaşmak olmalıdır.
Sağlık emek ve meslek örgütleri olarak Sağlık Bakanlığı 2024 yılı bütçesini sadece sağlık emekçilerinin değil, halkın sağlığını da koruyamayacağı için reddediyoruz. Bütçenin şeffaf ve tüm bileşenlerle birlikte hazırlanması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. 2024 Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi Plan ve Bütçe Komisyonu’ndayken de yaptığımız uyarıları tekrarlıyoruz:
Bizler sağlık emek ve meslek örgütleri olarak kamu otoritesini uyarırken, hakkımız olanı alana kadar mücadele edeceğimizi bir kez daha bildiriyor ve tüm çalışanları birlikte mücadeleye davet ediyoruz.
Türk Tabipleri Birliği
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…![]()