Denizli ili Sarayköy ilçesi Döşeme Mevkii’nde yapılmasını planlanan ‘Tekkehamam Jeotermal Enerji Santrali” Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecinin parçası olan halk bilgilendirme toplantısını köylüler yaptırmadı. Köylüler yaşam alanlarına, topraklarına, çocuklarına ve geleceklerine sahip çıktıklarını zehir saçan Jeotermal Enerji Santralleri’ni (JES) istemediklerini haykırdılar.
‘Tekkehamam Jeotermal Enerji Santrali’ne karşı yöre halkı, Sarayköylüler, Menderes Havza İnisyatafi ve birçok demokratik kitle örgütü bir araya geldi. Tekkehamam JES’in en fazla etkileyeceği köyler olan Karakıran, Tırkaz, Hasköy’den tepki çok daha fazla idi. JES direnişine Hamamkapı, Kabaağaç, Gerali ve Buldan’dan köylüler de destek verdi. Ege bölgesinde Tire/Başköy, Efeler/Kızılcaköy’deki JES’e karşı mücadeleye Denizli/ Sarayköy ilçesindeki köyler de katılmış oldu.
Yaşam alanlarına ve sağlıklarına sahip çıktılar.
Özellikle Aydın’da yapılan JES’lerin doğaya, toprağa ve sağlığa zararlarının somut olması köylülerin tepkisinin güçlü olmasına neden oldu. Köylüler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Denizli İl Müdürlüğü’ne hitaben, neden JES’e karşı çıktıklarını anlatan çok sayıda dilekçe yazdılar. Bu dilekçelerde JES’lerin sağlıklarını nasıl etkilediği, toprak ve Menderes nehrini nasıl kirlettiği, tarımı nasıl yok ettiği, canlılara nasıl zarar verdiği yer alıyor.
‘Tekkehamam bölgesinde Jeotermal Enerji Santrali kurulması yasal değil’
JES direnişçisi doğaseverler ve köylüler yapılması planlanan ‘Tekkehamam Jeotermal Enerji Santrali’nin yasal olmadığını ileri sürüyorlar. Bu iddiaya gerekçe olarak Anayasa ve kanunlarda yer alan haklarına dikkat çekiyorlar. Anayasa’da; yaşama hakkı ve sağlıklı bir çevre hakkı ile ilgili maddeler, büyük ova kanunu, arazi ve toprak kanunu, su ve sulak alanlarla ilgili mevzuat ve zeytincilik ıslah kanunlarına yer veriliyor. Birinci sınıf tarım arazisine ve Menderes nehri yakınlarına bu tür büyük endüstri kuruluşları yapılamayacağı, bunların yasal olmadığı JES direnişçilerinin iddiaları. Tüm bunların çok iyi bilinmesine karşın buna izin veren bakanlık yetkililerinin ve Denizli Büyükşehir Belediyesi’nin kamu suçu işledikleri de iddialar arasında.
Şirketlerin çıkarı adına bereketli tarım arazileri, Menderes havzası yok ediliyor
Sarayköy ve civarının enerji bölgesi olarak ilan edilmesi de tartışılıyor. JES’lerin ülkeye katma değer sağlayacağı iddia ediliyor. Milli ve yerli ekonomi minvalli söylemler burada karşımıza çıkıyor. Yine JES’in zararlarına karşı tüm önlemlerin alınacağı iddia ediliyor. Köylüler ve doğaseverler bunların gerçek olmadığını söylüyor. Bölgenin çocuğu olan Zorlu’nun JES’lerle parasına para katarken tarım arazileri yok olan köylülerin geçinemez hale geleceği ve bu toprakları terk etmek zorunda kalacaklarını söylüyorlar. Dahası, JES’lerin anne karnındaki çocuklardan yaşlılara kadar tüm halkın sağlığı için de büyük tehdit olduğu dile getiriliyor.
Denizli Barosu’ndan JES direnişine destek
Menderes Havza İnisiyatifi de JES direnişindeydi
Menderes Havzası’na komşu dört ilin bir araya getirdiği Menderes Havza İnisiyatifi de JES direnişine destek verdi. İnisiyatif, iki aydır süren çalışmalarında JES’lere özel önem vermişti.
Bu hafta içinde JES’lerle ilgili bilim insanları konferans düzenlemiş, ayrıntılı bilgilendirme yapmıştı. Yine inisiyatif köylerde gerçekleştirdiği toplantılar ile JES’in zararları konusunda bilgileri halk ile paylaşmıştı.
Menderes Havza İnisiyatifi Denizli Bileşeni Sözcüsü Ahmet Ergun, “Yöre halkı yani Hasköy, Karakıran, Hamamaltı, Tırkas ve Tekke Köyleri’ndeki insanlar buraya gelerek kendi ürünlerinin yaşayacağı tehlike; kendi sağlıklarının görecek oldukları kanser ve solunum yolları enfeksiyonlarının artması, ölümlü bir durumla karşılaşma noktasında böyle bir toplantıyı istemeyerek, santrale karşı geldiklerini belirttiler. Genelde ÇED raporları birçok şirket tarafından hazırlanıyor.
http://ozgurdenizli.com/menderes-havzasi-kirliligi-ve-halk-sagligi-soylesisi/
