Türkiye’de 2002 yılında 76 üniversite varken, sayı bugün 208’e yükseldi. Bu okullardan 129’u devlet üniversitesiyken, 75’i vakıf üniversitesi, 4’ü de vakıf meslek yüksek okulu.
Marmara ve İç Anadolu bölgesi 27’şer üniversite var. Bunu 20 okulla Karadeniz Bölgesi takip ediyor. Doğu Anadolu Bölgesi’nde 16, Ege Bölgesi’nde 15, Akdeniz Bölgesi’nde 14, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ise 10 üniversite var.
‘Her kente üniversite’ planı
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eğitim konusunda en çok övündüğü konuların başında ise üniversite sayıları geliyor.
Ancak birçok uzman, aslında her kente üniversite açmanın eğitimin niteliği bakımından iyi bir fikir olmadığını savunuyor.
Erdoğan, 15 Ağustos 2022’deki konuşmasında şunları söylemişti: “Hakkari’de de üniversite var, Şırnak’ta da üniversitemiz var, Iğdır’da da üniversitemiz var. Hangi ilimiz olursa olsun, hepsinde elhamdülillah üniversitemiz var. Artık öğrencilerimizin ayağına profesörlerimiz, doçentlerimiz geliyor ve onlara bulundukları illerde dersini veriyor. Bunu biz hallettik.”
Şırnak Üniversitesi’nde kadronun yarısı boş
Erdoğan’ın konuşmasında andığı, 2008’de kurulan Şırnak Üniversitesi’nde toplamda 630 akademik kadro bulunuyor.
Okulda 325 akademisyen görev yapıyor. Buna göre okuldaki kadronun yalnızca yüzde 52’si dolu.
Okulda 12 profesör, 31 doçent, 101 Dr. öğretim üyesi, 115 öğretim görevlisi, 66 da araştırma görevlisi bulunuyor.
Üniversitede 2018 – 2019 eğitim döneminde 2 bin 958 öğrenci okurken, sayı bu yıl 5 bin 442’ye yükseldi. Okuldaki kontenjan doluluk oranı yüzde 92.
‘Bilimsel faaliyetler aksıyor’
Şırnak Üniversitesi’nin mart ayında yayınladığı 2022 İdare Faaliyet Raporu’na göre birçok birimde yüksek lisans ve doktora programı yok.
Ayrıca öğrenciler için yeterli imkanlar sağlanamıyor.
Eksiklikler şöyle sıralandı:
* Yeni kurulan bir üniversite olmasından dolayı kurumsallaşma sürecinin başında olması; çoğu birimlerde Yüksek Lisans ve Doktora programlarının bulunmaması; akademik personelin haftalık ders yükünün fazla olması sebebiyle bilimsel araştırma ve faaliyetlerinin aksaması
* Sosyal ve kültürel faaliyetlerin yapılması için yeterli fiziki imkânların bulunmaması; eğitim-öğretim ve idari hizmet binalarının yetersizliği; idari personelin kariyerlerinin başında olmaları sebebiyle tecrübelerin bulunmaması.
‘Öğrenci ve akademisyen için ilgi çekici değil’
Raporda bir de ‘tehditler’ bölümüne yer verildi. Bu kısımda üniversiteyi kazanan öğrencilerin niteliğindeki düşüşten söz edildi.
Raporda ‘tehditler’den şöyle bahsedildi:
* Üniversitenin bulunduğu ilde var olan güvenlik sorunu nedeniyle personel ve öğrencilerin olumsuz etkilenmesi; öğrencilerin burs alabileceği kurum sayısının azlığı; üniversiteyi kazanan öğrencilerin niteliğindeki düşüş
* Meslek yüksekokullarına sınavsız öğrenci alınması; üniversitenin coğrafi konumunun büyük şehirlere uzaklığı; özel sektörün yetersizliği; Şırnak’ın sosyal ve kültürel faaliyetler açısından zayıf oluşu sebebiyle öğrenci, akademik ve idari personel için çekiciliğinin olmaması.
Irak ve Suriye büyük fırsat!
Aynı raporda bazı ‘fırsatlar’dan da söz edildi. Okulun ulusal ve uluslararası işbirliği olanağının bulunduğu kaydedildi.
Raporda Şırnak için “Üniversitenin iki ülke ile sınır olan illerden biri olması” ifadesi de yer aldı. Ne var ki bunun nasıl bir ‘fırsat’ yaratacağından söz edilemedi.
Şırnak kenti, güneyinde sıklıkla bombalı saldırıların meydana geldiği Irak ve 10 yıldan uzun süredir iç savaşın sürdüğü Suriye’ye komşu.
İlber Ortaylı haklıymış!
Ünlü tarihçi İlber Ortaylı, İstanbul’da katıldığı bir etkinlikte ‘bazı üniversitelerin açılmamasının daha iyi olduğunu’ söylemişti.
Ortaylı, şunları söylemişti: “Şırnak’ta üniversite olmaz; burada okunur. Bu çok açık bir şey. Şırnak’ta kim okur üniversiteyi? Kim ders yapar orada? Burada çocuk büyükşehirde okuyacak, büyükşehri görecek. Oraya gidip üniversite açmakla mı olur bu iş? Bunu dediğimde çok kızmışlardı.”
Kaynak: Kısa Dalga
