Özgür Denizli

Tam 9 ay oldu, depremzede çocuklar gıdaya ulaşamıyor

Hatay’da çalışma yürüten Prof. Dr. Mehmet Zencir anlatıyor: Bölge unutuldu. Öğün sayısı azaldı. Tek tip beslenme ve abur cubur tüketimi artıyor. Çocuklar için sağlıklı besin sağlanmıyor.

6 Şubat depreminden bu yana depremzedeler zor yaşam koşulları, enkaz kaldırma faaliyetlerinin meydana getirdiği solunuma bağlı hastalıklar, işsizlik, temiz suya ulaşamama gibi bir dizi sorunla mücadele ediyor. Geçtiğimiz gün gündeme gelen ve hızla yayılan uyuz vakaları depremzedeler arasında kaygıya yol açarken sorun listesinin ilk sırasına hijyen ve beslenme yazılıyor.

Türk Tabipler Birliği (TTB) de deprem bölgelerinde yaptığı araştırmalarla mevcut sorunları inceliyor, kısa ve orta vadede doğabilecek sorunları saptıyor ve bu sorunlara dair çözüm önerilerini ve araştırma raporlarını kamuoyuyla paylaşıyor. Bunlardan biri de TTB’nin beş yaş altı çocuklarda beslenme yetersizliğine bağlı yaşanan sağlık sorunlarının tespit edilmesi için yürüttüğü çalışmalar. Araştırma ekibi içinde yer alan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Halk Sağlığı Kolu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Zencir’le deprem bölgesindeki 5 yaş altı çocukların beslenme yetersizliklerine dair sürdürdükleri çalışmaları konuştuk.

Beş yaş altı çocuklarda besleme sorunlarına dair çalışmayı nasıl kararlaştırdınız? Bu araştırmayı deprem bölgesinde yapmaya iten sebepleri paylaşır mısınız?

Deprem sonrası sağlık ve sağlık hizmetlerinin durumunun izlenmesi ve değerlendirilmesi çalışmalarının bir parçası olarak bu çalışmayı planladık. Afetlerin uzun süreli etkileri bağlamında beslenme bozukluğu başta çocuklar olmak üzere, yaşlılar, gebeler, adölesanlar ve kronik hastalar için öncelikli sağlık sorunları arasında yer alıyor. Beş yaş altı çocuklarda beslenme bozukluğu, özellikle protein eksikliği ve mineral-vitamin eksiklikleri kalıcı etkileri açısından kritik önemde. Büyüme ve gelişmenin geri kalması yanında okul başarısı, enfeksiyon hastalıklarına karşı direnç düşüklüğü vb. birçok soru için tetikleyici olması nedeniyle bu gruba odaklandık. Beş yaş altı çocukların beslenme bozukluğu için özellikle izlenmesi gerektiğini il ve ilçe sağlık müdürlükleri ile de paylaştık, harekete geçmelerini önerdik. TTB-SES Hatay Deprem koordinasyonu olarak konuyu bütünlüklü ele almanın da kıymetli olacağı yaklaşımıyla harekete geçtik.

Çalışmayı nasıl sürdürüyorsunuz? Sahada nasıl bir araştırma yürüyor?

Çalışmayı Antakya, Defne ve Samandağ ilçelerinde sürdürüyoruz. Geçici yerleşim alanları, düzensiz çadır ya da konteynerde kalanlar ve evlerinde kalan çocuklara ulaşmayı hedefledik. Şu ana kadar 550’nin üzerinde çocuğa ulaştık. Çocukların boy ve ağırlık ölçümleri yanı sıra beslenmeyi bozma potansiyeli olan faktörleri (ebeveyn kaybı, besini elde etme yolu; çocuğun beslenme örüntüsü; gıda desteği (süt vb.), çocuğun beslenme davranışlarındaki değişim; çocuğun uyku alışkanlıkları vb.) ele alan anket, geçici yerleşim alanlarında ve evlerde mutfak-kilerlerin gıda güvenliği açısından gözlemle değerlendirilmesiyle birlikte seçilen bir grupta beslenmeyle ilgili daha ayrıntılı bilgi edinmeye yönelik yarı yapılandırılmış bir formla nitel araştırma verisi topluyoruz. Veriler sağlık emekçileri ve sağlık öğrencileri tarafından yüz yüze görüşmeyle sahadan elde edilmektedir.

‘Çocukların yediği öğün sayısı azaldı’

Gözlemlerinizi biraz paylaşır mısınız? Genel tablo nasıl? Depremzede çocuklar beslenebiliyor mu?

Genel olarak gıdaya erişimle ilgili sorunların arttığını gözlemliyoruz. Depremin erken dönemine göre desteğin azaldığını, deprem bölgesinin unutulduğunu görüyoruz. Hanelerin öğün sayısının azaldığını, tek tip beslenmeye eğilimli olduğunu, çocukları dikkate alan bir öğünün hem aileler hem de aşevleri için sağlanmadığını söyleyebiliriz. Yine ailelerin gıda seçiminde en ucuz ürünlere kaydığını gözlemliyoruz. Çocuk beslenmesi açısından olumsuz etkisi olan abur-cubur tüketiminin artışını da not edebiliriz. Bir önemli gözlemimiz de gıda güvencesinin oldukça sorunlu olduğunun, özellikle çadırlarda kalan depremzedelerin büyük zorluklar yaşadığının altını çizmeliyiz. Özellikle yağmur sonrası gıda güvenliği çok daha olumsuz etkileniyor. Yerleşim yerlerindeki su birikintileri, çöp vb. gıda kaynaklı enfeksiyonlar için tehdit içermektedir. Tüm bunlara sık elektrik kesintilerini de ekleyebiliriz. Mültecilere ait geçici yerleşim alanlarında gıdaya erişim ve gıda güvenliği ile ilgili sorunların daha yaygın olduğunu da gözlemlerimiz arasında yer alıyor.

Çocukların hem beslenmesi hem de beslenemeyen çocukları tedavisi için kısa sürede alınabilecek ne gibi önemler var?

Aslında tüm çocukları dikkate alan bir beslenme stratejisiyle hareket edilmesi gerekir. Depremin üzerinden 9 ay gibi uzun süre geçtiği günümüzde çocuklar için olmazsa olmaz olduğu bilinen gıdalar bellidir. Okul öncesi, okul çağı ve adolesan çocukların ihtiyaçlarını dikkate alan bir yaklaşım esastır. Bunların kamu tarafından karşılanması, yeterli ve düzenli olarak dağıtılması gerekir. Barınma koşullarının ve toplu yaşam alanlarının hijyen koşullarının düzeltilmesi de bu süreçte gıda güvenliği açısından kritik öneme sahiptir. Tüm bunları yaparken toplumun kültürel özellikleri ve karar süreçlerine katılımına da izin verilmelidir.

Kaynak: Sol Haber

Exit mobile version