DSÖ’nün yeni raporu** büyük endüstrinin kronik hastalıkları nasıl körüklediğini, sağlık politikalarını nasıl engellediğini ve savunmasız insanları nasıl hedef aldığını vurguluyor
DSÖ Avrupa Bölge Ofisi tarafından hazırlanan yol gösterici bir rapor, belirli güçlü endüstrilerinin, kardiyovasküler hastalıklar, kanserler ve diyabet gibi bulaşıcı olmayan hastalıklar (BOH) ve bunların tütün, alkol, sağlıksız beslenme ve obezite gibi risk faktörlerine yönelik önleme ve kontrol çabalarına müdahale ederek ve bunları etkileyerek Avrupa ve Orta Asya’da nasıl hastalık ve erken ölümlere yol açtığını açıkça ortaya koymaktadır. Rapor, hükümetlere çıkar çatışmalarını tespit edecek ve kamu politikalarını sektörün müdahalesinden koruyacak mekanizmaları hayata geçirmeleri çağrısında bulunuyor.
Belçika Başbakan Yardımcısı ve Sosyal İşler ve Halk Sağlığı Bakanı Frank Vandenbroucke, DSÖ Avrupa Bulaşıcı Olmayan Hastalıkların Ticari Belirleyicileri Forumu ile ortaklaşa olarak Federal Kamu Hizmeti (FPS) Sağlık, Gıda Zinciri Güvenliği ve Çevre’nin ev sahipliğinde Brüksel’de düzenlenen ve bir gün süren etkinlikte raporun lansmanını yaptı.
“DSÖ Avrupa Bölgesi’nde bulaşıcı olmayan hastalıkların ticari belirleyicileri” başlıklı yeni rapor, endüstrilerin kârlarını maksimize etmek ve halk sağlığını baltalamak için kullandıkları çok çeşitli taktiklere ışık tutuyor. Bu uygulamalar eşitsizliği ve kanser, kardiyovasküler ve kronik solunum yolu hastalıkları ve diyabet oranlarını artırmakta ve önleme politikalarının önünde büyük bir engel oluşturmaktadır. Rapor, ticari sektörün sağlık politikası alanındaki orantısız etkisini azaltmak için hükümetler, akademi ve sivil topluma yönelik eylemleri tanımlamaktadır.
Sağlıksız ürünler: Dört büyükler
Dört ticari ürün -tütün, aşırı işlenmiş gıdalar, fosil yakıtlar ve alkol- küresel olarak yılda 19 milyon ölüme ya da tüm ölümlerin yüzde 34’üne neden olmaktadır. Sadece Avrupa Bölgesi’nde bu endüstriler yılda 2.7 milyon ölümden tamamen ya da kısmen sorumludur. Rapor, bu endüstri sektörlerinin ve diğerlerinin az sayıda güçlü ulusötesi şirkette birleşmesinin, faaliyet gösterdikleri siyasi ve yasal koşullar üzerinde önemli bir güce sahip olmalarını ve kâr marjlarını etkileyebilecek kamu yararına düzenlemeleri engellemelerini nasıl sağladığını açıklamaktadır. “Dört endüstri her gün bölgemizde en az 7000 kişiyi öldürüyor. Aynı büyük ticari kuruluşlar, halkı zararlı ürünlerden ve pazarlamadan koruyacak ve sağlık politikasını endüstri müdahalesinden koruyacak düzenlemeleri engelliyor,” diyen DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Henri P. Klugesözlerini şöyle sürdürdü: “Endüstrinin taktikleri arasında hedefli pazarlama stratejileri yoluyla savunmasız insanların istismar edilmesi, tüketicilerin yanıltılması ve ürünlerinin faydaları veya çevresel referansları hakkında yanlış iddialarda bulunulması yer almaktadır. Bu taktikler geçtiğimiz yüzyılda elde edilen halk sağlığı kazanımlarını tehdit etmekte ve ülkelerin sağlık hedeflerine ulaşmasını engellemektedir. DSÖ/Avrupa, zararlı endüstri etkisine karşı koruma ve bu etkiyi azaltma taktiklerini güçlendirmek için politika yapıcılarla birlikte çalışacaktır. Bugün, zararlı ticari uygulamalar ve ürünlerle ilgili tartışılmaz kanıtlar sunuyoruz ve diyoruz ki: insanlar her zaman kârdan önce gelmelidir.”
Sektörün el kitabı
Rapor, fosil yakıtlar, tütün, alkol, gıda ve et gibi çeşitli sektörlerdeki ticari aktörlerin yapısal, politika ve bilgi ortamlarını şekillendirmek için nasıl neredeyse aynı uygulamalarda bulunduklarını açıkça göstermektedir. Ana hedefleri kâr elde etmek, ürün satışlarını en üst düzeye çıkarmak ve tüketimi artırmaktır. İlaç ve tıbbi cihaz endüstrileri de kendi yöntemleriyle kamu politikalarını kendi ürünleri ve karları lehine şekillendirmeye çalışmaktadır. Bu amaçla büyük endüstri, kamu yararı düzenlemelerine karşı çıkmak, bilimsel kanıtları ve kamusal söylemi şekillendirmek ve neden oldukları zararların maliyetini insanlara ve çevrelerine yansıtmak için önemli kaynaklar harcamakta ve böylece bulaşıcı olmayan hastalıkların yükünü artırmaktadır.
Toplu olarak “endüstri el kitabı” olarak adlandırılan bu taktikler bütünü, sağlık, siyaset, ekonomi ve medya gibi tüm sistemleri kendi çıkarları doğrultusunda etkileyerek sağlık ve sosyal açıdan ciddi zararlara yol açacak şekilde tasarlanmıştır. Bugüne kadar, tek tek hükümetlerin ve hükümetler arası kuruluşların eylemleri bu zararlı ticari uygulamaları önlemek veya kısıtlamak için yetersiz kalmıştır.
Aldatıcı taktikler
Raporda, şirketlerin kamu politikalarını ve politika oluşturma süreçlerini ele geçirmesinin genişliğini ve derinliğini gösteren ve insanların yaşamlarının tüm alanlarını etkileyen bir dizi vaka çalışması yer almaktadır. Raporda, “büyük endüstrinin” tütün kontrol önlemleri ve gıda ve alkol ürünleri için zorunlu sağlık ve beslenme etiketlemesi gibi bulaşıcı olmayan hastalık politikalarını geciktirmek, caydırmak ve engellemek için açık ve gizli yöntemleri nasıl kullandığı anlatılmaktadır. Rapor, sağlık koruma politikalarını raydan çıkarma taktiklerine ek olarak, kanser ilaçlarının adaletsiz fiyatlandırılması ve bulunabilirliği ve kanıta dayalı olmayan ve düzenlenmemiş tarama testlerinin teşvik edilmesi gibi endüstrinin hastalık yönetimi konusundaki bazı zararlı uygulamalarını da belgelemektedir. Yaygın “endüstri el kitabı” stratejileri arasında siyasi lobicilikten medyada yanlış bilgi ve dezenformasyon yaymaya, zararlı finansal uygulamalardan çocuklara ve gençlere yönelik hedefli pazarlama stratejilerine kadar her şey yer almaktadır.
Endüstrinin zararlı uygulamalarının düzenlenmemesi, ticari gücün ve etkinin artmasına izin verirken, kamu zenginliği ve gücü azalmış, endüstri kaynaklı sağlık zararlarını ve özellikle Avrupa Bölgesi’ndeki ölümlerin yüzde 90’ını oluşturan bulaşıcı olmayan hastalıkların yükünü devam ettirmiştir.
Bakan Vandenbroucke, “Gerçekten yeniden düşünmek zorundayız” dedi. “Çok uzun zamandır risk faktörlerini çoğunlukla bireysel seçimlerle bağlantılı olarak değerlendirdik. Sorunu, politikanın ‘hiper-tüketim ortamlarına’ karşı koyması, pazarlamayı kısıtlaması ve politika oluşturmaya müdahaleyi durdurması gereken yapısal bir sorun olarak yeniden çerçevelememiz gerekiyor.”
“Mevcut çabalarımız, ticari aktörlerin ve özellikle de sağlığa zarar veren endüstrilerin sağlık üzerindeki zararlı uygulamalarını düzenleme konusunda hâlâ yetersizdir. Yeni seçilen tüm Avrupalı parlamenterleri ve politika yapıcıları bu sorunun boyutunu ve endüstri uygulamalarının halk sağlığı ve demokratik süreçlerimiz üzerindeki geniş kapsamlı etkisini görmeye çağırıyorum.”
Rapor, Avrupa Bölgesindeki 53 üye devlete, bireysel, çevresel, kamu politikası ve politik ekonomik sistemler olmak üzere her düzeyde ticari etkiyle mücadele ederek ve aşağıdakiler de dahil olmak üzere bir dizi alanda daha güçlü düzenlemeler uygulayarak bulaşıcı olmayan hastalıkların oluşturduğu büyük tehdidi ele almaları için bir eylem çağrısıdır:
- Sağlığa zararlı ürünlerin pazarlanması
- Tekelci uygulamalar
- Şeffaflık, lobicilik, finansman ve çıkar çatışmaları
- Çok uluslu şi̇rketleri̇n vergi̇lendi̇ri̇lmesi̇
- İ̇ş güvencesi̇ ve çalışma koşulları
- Krizler sırasında savunmasız nüfusun suistimali
- Bağımsızlıklarının korunması için sivil toplum kuruluşlarına fon ve destek sağlanması.
Rapor ayrıca, ticaret anlaşmalarının halk sağlığına öncelik vermesini ve halk sağlığının dar ve modası geçmiş ekonomik tedbirlere yenik düşmemesini sağlamak için ekonomik yasaların sağlık odaklı daha güçlü yorumlanmasını tavsiye etmektedir.
Bazı ülkeler sektörün güçlü muhalefetine rağmen başarılı olmuştur. Estonya’da diş hekimleri, hemşireler ve doktorlardan oluşan bir sağlık ortakları koalisyonu, şekerli içeceklerin vergilendirilmesine yönelik mevzuatın ilerletilmesine yardımcı olmuştur. Kırgızistan’da kadın konseyleri tütün kontrolünün kabul edilmesinde önemli bir savunuculuk rolü oynamıştır. Sivil toplum örgütlerinin ulusal ve uluslararası seferberliği Slovenya’da tütün mevzuatının kabul edilmesine yardımcı olmuştur. Politika yapıcıların ve kamu yararı gruplarının endüstrinin gücüne, kaynaklarına ve lobi faaliyetlerine karşı koymalarına yardımcı olmak için çok daha fazlasının yapılması gerekmektedir.
Raporun lansmanında konuşan DSÖ Avrupa Bölge Ofisi Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar ve İnovasyon Bölge Direktörü Stratejik Danışmanı Dr. Gauden Galea, “Güçlü endüstrilerin sinsi uygulamaları bir gecede ortaya çıkmadı ve kolay kolay da ortadan kalkmayacak. Bu, her şeyden önce siyasi irade gerektiren uzun vadeli bir çabadır. Büyük endüstrilerin davranışlarının halk sağlığını nasıl olumsuz etkilediğini ve gereksiz hastalık ve acılara yol açtığını açıkça görüyoruz. Raporumuzda yer alan çeşitli vaka çalışmaları, şu anda Bölgemizde yaşanan endüstri müdahalesinin boyutunu ve bulaşıcı olmayan hastalıkları önlemeye yönelik mevcut mekanizmalarımızın amaca tamamen uygun olmadığını göstermektedir. Ülkeler, Eylül 2025’te Birleşmiş Milletler Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Üst Düzey Toplantısı’nda kaydettikleri ilerlemeyi rapor etmelidir ve zaman daralmaktadır. Kamu politikalarına kalkan olmak ve gelecek nesilleri önlenebilir kronik hastalıklardan korumak için Üye Devletler, sivil toplum, akademi ve uluslararası kuruluşlar olarak hepimizin çabası gerekecektir.”
* https://www.who.int/azerbaijan/news/item/12-06-2024-just-four-industries-cause-2.7-million-deaths-in-the-european-region-every-year linkinden Dr. Şükrü Hatun tarafından çevrilmiştir. Sadece başlık değiştirilmiştir.
** Raporun tam metnine https://www.who.int/europe/publications/i/item/9789289061162 linkinden ulaşabilirsiniz.
Kaynak: T24
