ABD’li iktisatçı Arthur Okun’un sefalet endeksine göre Türkiye’de ‘sefalet’, 35.3 oranıyla AKP’nin iktidara geldiği kriz dönemi seviyelerine geri döndü.
Sefalet endeksindeki bu yüksek seviye, Türkiye’yi ‘Kırılgan Beşli’ diye ifade edilen, ekonomik olarak oldukça hassas ülkeler arasında ‘en sefil ülke’ konumuna yerleştirdi.
Mevcut göstergelere göre yapısal reformları bir türlü hayata geçirmeyen Türkiye’de ‘sefalet endeksi’ndeki yükseliş sürecek.
İlk kez 1960’larda iktisatçı Arthur Okun tarafından yaratılan, ardından iktisatçı Robert Barro tarafından yeniden formüle edilen ‘sefalet endeksi’ne göre ‘sefalet; yüksek enflasyon, fahiş borçlanma maliyetleri ve işsizlikten kaynaklanıyor.
Ekonomik büyüme ise sefaleti azaltıcı etki yapıyor. Endeks şu şekilde formüle ediliyor:
((Barro Sefalet Endeksi = (Enflasyon Oranı + İşsizlik Oranı + Faiz Oranı) – Büyüme Oranı))
Okun’un endeksine göre Türkiye’de sefalet 2012’den bu yana kesintisiz bir şekilde artıyor. Öyle ki endeks, 2018’de son açıklanan veriler ışığında 35.3 değerine ulaştı.
Buna göre Türkiye’de sefalet endeksi 6.5 yılda 2.3 katına çıktı ve AKP döneminin en yüksek oranını gördü.
Böylece endeks en son 2001 krizinin etkilerinin hissedildiği 2002 yılında görülen yüzde 40 değerine de yaklaşmış oldu.
Endeksi yükselten gelişmeler şöyle sıralanıyor:
Endekse büyüme ve faiz dahil edildiğinde ‘sefalet endeksi’ daha da yükseliyor.
Barro’nun formüle ettiği hesaplamaya göre Türkiye’de endeks, 2018 yılında 47.92’ye çıkmış durumda.
“Kırılgan Beşli” diye ifade edilen ülkeler arasında da Türkiye ‘sefalet’te birinci.
Türkiye 2018’de endekste, 47.92’lik oranla ilk sırada yer alırken, 42.02 ile Güney Afrika ikinci, 27.01 ile Brezilya üçüncü, 13.31 ile Hindistan dördüncü, 13.6 ile Endonezya beşinci sırada bulunuyor.
ABD merkezli yatırım bankası Morgan Stanley tarafından yüksek cari açık, yüksek enflasyon, düşük büyüme hızı, dış finansmana bağımlılık ve iç siyasi sorunlar özellikleri barındıran ülkeleri tanımlamada kullanıyor.
2013’te “Kırılgan Beşli” olarak nitelendirilen ülkeler arasında Türkiye’nin yanı sıra Brezilya, Hindistan, Endonezya ve Güney Afrika bulunuyor.
Özetle endekse göre Türkiye, düşük faiz ortamının avantajlarını kaliteli büyüme ve istihdam için kullanamazken, enflasyonla mücadelede sınıfta kalmış durumda görünüyor.
Analize göre Merkez Bankası’nın yıl sonu enflasyon tahmininin yüzde 23.5 olduğu düşünüldüğünde, diğer verilerin sabit kalacağı varsayılsa bile sefalet endeksi Okun’a göre 34.3, Hanke’ye göre 46.90 oranıyla yüksek seviyede kalmayı sürdürecek.
Öte yandan yüzde 17’nin üzerindeki faiz oranına rağmen yüksek enflasyon nedeniyle reel faiz ekside. Dolayısıyla faizde düşüş de kısa vadede mümkün görünmüyor.
Yazıya göre gerek hükümetin gerekse uluslararası kuruluşların tahminlerine göre üç yıl boyunca büyüme zayıflayacak, buna bağlı olarak işsizlik oranı yükselecek. Bütün bunlar da sefaletin boyutlarının artacağının bir işareti olarak karşımıza çıkıyor.
Son olarak büyüyen sorunları çözecek yapısal reformlar ise hala hayata geçirilmekten uzak görünüyor.
Yazıda, başlatılması gereken yapısal reformlar şöyle sıralanıyor:
Kaynak :Gazete Karınca
Başka Bir Denizli… Başka Bir Ülke… Başka Bir Dünya… MÜMKÜN…![]()