Asistan hekimlerin iki günlük iş bırakma eylemi öncesi bugün Resmi Gazete’de, Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) tıp fakülteleri için döner sermaye yönetmeliği yayımlandı. Yönetmelik asistanları mutlu etmedi. Yönetmeliğe göre, üniversite yönetim kurulları ek ödemelerden yüzde 50 kesinti yapabilecek.

‘Yükseköğretim Kurumlarında Döner Sermaye Gelirlerinden Yapılacak Ek Ödemenin Dağıtılmasında Uygulanacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in çıkması, asistan hekimlerin bugün ve yarınki eylemlerinin ateşini düşürse de durdurmaya yetmedi.
12 Ağustos’ta çıkan Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliğiyle getirilen taban ve teşvik ek ödemesi sadece eğitim ve araştırma hastanelerindeki asistan hekimleri kapsamıştı. Üniversitelerdeki asistan hekimler, YÖK’e bağlı oldukları için yeni düzenlemelerden yararlandırılmamıştı. Sağlık Bakanlığı’nın kendi hastanelerindeki asistan hekimlerle, tıp fakültelerindeki YÖK’e bağlı asistan hekimlerin aldıkları ücretlerde, 7-8 bin lirayı bulan farklar oluşmuştu. Sağlık Bakanlığı kadrosundan olup tıp fakültelerinde uzmanlık eğitimi alan asistan hekimler de söz konusu taban ve teşvik ek ödemesinden muaf tutulmuştu.
Asistan hekimler, ‘eşit işe, eşit ücret‘ diyerek düzenlemeye itiraz edip eylemlere başlamıştı. Bunun üzerine YÖK de benzer çalışma yaptığını ilan etmişti. Ancak yönetmelik bir türlü çıkmayınca, asistan hekimler bugün ve yarın için iş bırakma eylemine karar vermişti. 1 Ağustostan itibaren geçerli sayılacak YÖK’ün yeni yönetmeliğiyle de Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliği’ndeki gibi hekimler arasında gelir getiren/getirmeyen ayrımı yapıldı. Gelir getirmeyen gruplarda katsayı artışı yapılsa ayrımın sürmesi tepkilere yol açtı.
Yönetmelik ayrıca ek ödemelere ilişkin üniversite yönetim kurullarına yüzde 50 kesinti yetkisi verildi. Yetkinin kapsamı ve dayanağı belirsiz. İdare baskısını daha da artıracak haksızlıklara yol açmasından endişe edildi.
‘Para varsa verilen, yoksa verilmeyen sistem getirildi’
Önümüzdeki günlerde gelmesi beklenen yönetmelik, asistan hekimlerin iş bırakma eylemin ilk gününde sabah erken saatte geldi. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, birlik avukatlarının yeni yönetmeliği incelediğini ancak ilk değerlendirmelerine göre yenilikler getirse de YÖK’e bağlı asistan hekimlerin yine Sağlık Bakanlığına bağlı olanların gerisinde bırakıldığını söyledi.
Yönetmeliğin beklentiyi karşılamadığını, emekliliğe yansımayan, güvencesiz gelir artışı getirdiğini belirten Bulut, şunları söyledi: “Yeni düzenlemede, ‘Kurumsal katkı puanını (A) alt birim bazında yüzde 50’sine kadar artırma veya azaltmaya Üniversite Yönetim Kurulu yetkilidir’ deniyor. Para varsa verilen, para yoksa verilmeyen bir sistem bu. Asistan hekimler, maaşlarına yapılacak küçük artışla bir yere varamaz. Bir evde 3-4 kişi bir arada kalıyorlar. Durum vahim. Temel maaşı artırmadıkça, bir çözüm getiremezler. Ek ödemeler geçici, palyatif çözümler. Üniversite bütçeleri zaten çok kötü durumda. Tedarikçilere para ödeyemiyor. 50-60-70 milyon lira borcu olan hastaneleri var. Başka çözümler getirmeleri gerekir.”
Sağlık masrafı için halkın cebinden yılda ortalama 5 bin 100 lira çıktığını hatırlatan Bulut, “Bu yılda 450 milyar liranın halkın cebinden alınıp, özel sektöre aktarılması demek. Bu rantı sağlayan devlet. Sağlık çalışanlarına yapılan ek ödemelerin kamuya yüküyse sadece yıllık 12 milyar lira. Aradaki uçuruma bakın. Kaldı ki şehir hastanelerine yılda 37 milyar lira veren yine Sağlık Bakanlığı” diye konuştu.
‘Gelir farkı sürecek’
Ankara Tabip Odası Asistan Hekim Komisyonu üyesi Dr. Volkan Tümer bir aylık hak kaybına yol açan yönetmeliğin gelir getiren/getirmeyen arasında ayrımcılığa devam ettiğini vurguladı. Katsayı farkı azaltılsa da kaldırılmadığını, mahsuplaşmanın sürdürüldüğünü belirten Tümer şöyle devam etti:
“Bu sebeple YÖK ile Sağlık Bakanlığı kadrosu arasında gelir farkı oluşacağını öngörüyoruz. Teşvik adı altında sağlık emekçilerini yarışa sokan, aldığımız eğitim ve sunduğumuz sağlık hizmetini niteliksizleştiren bu yönetmelik, eğitimin ve nitelikli sağlık hizmetinin önemsendiği üniversitelerde gelir haksızlıklarına sebep olacak ya da niteliksizliğe yol açacaktır. Performansa dayalı teşvik sistemini reddediyoruz.”
Stajyer hekimlerin hastanelerin tamamlayıcı ucuz işgücü olarak görüldüklerini ve meslek hayatına dair çok ciddi kaygılar taşıdıklarını paylaşan Tümer, “Stajyer hekimlik eğitiminde yaşanan birçok eğitim sıkıntısının yanında, bundan yaklaşık 2 ay önce verilen asgari ücret sözü de tutulmadı. Emeklerinin hastaneler tarafından sömürüsü sürüyor” dedi.
‘Güvenceli tek ödeme yine yok!’
İstanbul Tabip Odası Asistan ve Genç Uzman Hekim Komisyonu’ndan Dr. İlyas Kavak yeni yönetmeliğin sadece Sağlık Bakanlığına bağlı kurumlarda çalışan asistan hekimlerle eşit ücret almalarını sağladığını ancak güvenceli tek ödeme adına bir şey getirmediğini söyledi. Yabancı uyruklu asistan hekimlerin (yaklaşık bin 500 kişiler) yine düzenlemenin dışında tutulmasına itiraz eden Kavak, şunları kaydetti: “Sürekli görmezden gelinen, sesleri duyulmak istenmeyen yabancı uyruklu asistan hekim meslektaşlarımız bütün iyileştirmelerden muaf tutulmuş. Asgari ücretin altında bir maaşla sigortası çalışmaya devam etmeleri istendi.”
Gelire katkısı olmayanın katsayısı düşük
İstanbul Tabip Odası Asistan ve Genç Uzman Hekim Komisyonu’ndan Dr. Tahsin Çınar, yönetmeliği uygulanınca daha net anlayabileceklerini söyledi. Geriye dönük ödeme yapılacağı sözü verilmesine rağmen, yönetmeliğin 1 Ağustos’tan itibaren geçerli olmasını eleştiren Çınar, “Bilerek ayın 15’ini beklediler. Hem eylem günü yayınlanmış oldu hem de hem de bu ay para çıkarmamış oldular. Ellerinden geldiğince geciktirmek istiyorlar” dedi.
Çınar, yönetmelikteki taban ödeme katsayı cetvelinde, yine geliri katkısı olan ile olmayan profesör, doçent, doktor öğretim üyesi, asistan hekimler arasında katsayı farkı bulunmasını da eleştirdi.
TTB hukuki mücadele başlatıyor
Öte yandan TTB, YÖK Ek Ödeme Yönetmeliği’nin, Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliği gibi 1 Temmuz itibariyle değil; 1 Ağustos itibariyle yürürlüğe konulması kötü niyet olarak yorumladı ve hak kayıplarına karşı hukuki mücadele başlatacağını açıkladı.
Asistan hekimler talepleri yerine getirilmediği takdirde belirli aralıklarla iş bırakma dahil tüm hak arayışlarına devam edeceklerini ve mücadeleden vazgeçmeyeceklerini vurguladı.
Kaynak: DİKEN – Mesude Erşan