Pandemi Gündemi
Fahrettin Koca’nın dün Giresun’da söylediği, “Artan vaka sayıları konusunda, -Sağlık Bakanınız olarak yüksek sesle söylüyorum- endişe etmeyiniz. Hastalık eski günlerindeki gücünde değil. Grip olan vatandaşlarımızın sayısını günlük olarak ilan etsek benzer manzaralarla karşılaşırız. Müsterih olunuz” sözlerine tepki devam ediyor.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya tepki gösterdi: “Salgının başından beri algı yönetiminiz 300 bine yakın insanın ölümüne mal oldu. Hastaneler dolu; algı oyunlarınız nedeniyle aşısızlar, eksik aşılılar yoğun bakımları doldurmuş durumda. Resmi verilerinizle bile 100 bine ulaşmış günlük vaka sayısı, her gün ölen yüzler sizin eseriniz.” dedi.
SES Ankara Şubesi, Bakan Koca’nın bu paylaşımına bugün yaptığı yazılı açıklamayla tepki gösterdi. SES Ankara Şube’nin açıklaması şöyle: “Bakan, ‘Gripten, bugün açıklanan Covid kaynaklı ölümlerden daha fazla kişi ölüyor’ diyor. 2022 yılında ölümler 150’nin üstünde seyrederken 2020 yılında günlük ortalama açıklanan ölüm sayısı 75’ti. Bakanın açıklamaları ya o dönemki verilerin bizlerin ifade ettiği gibi gizlendiğinin itirafı ya da Bakan ‘bu ölümlere alışın’ demeye çalışıyor.”
Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyoistatistik ve Tıp Bilişimi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Güçlü’nün paylaştığı verilere göre, haftalık vaka 100 binde 586’dan 693’e, test pozitifliği yüzde 17,0’den yüzde 19,5’e çıktı. Güçlü bu veriyi, “Virüsün gücünü kim, nasıl test ediyor bilmiyoruz ama bu manzara ‘hafife’ alınmamalı!” diye yorumladı. Profesör, salgın üreme hızı Rt’nin tekrar yükselişe geçtiğini belirterek, “Bu, vakaların daha da hızlı yükseleceğinin işareti” dedi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu üyesi Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, Covid-19’un ‘insanlık tarihinin en yaygın ve muhtemelen en uzun sürecek pandemisi olduğunu’ vurgulayarak Bakan Koca’nın söz konusu açıklamasıyla salgını ‘fiilen bitirdiğini’ belirtti. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu üyesi Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, Covid-19’un ‘insanlık tarihinin en yaygın ve muhtemelen en uzun sürecek pandemisi olduğunu’ vurgulayarak Bakan Koca’nın söz konusu açıklamasıyla salgını ‘fiilen bitirdiğini’ belirtti. Öte yandan Şenol, gribin de önemli ve önemsenmesi gereken bir hastalık olduğunu hatırlattı: “Grip çok kolay yayılır. Erişkinlerin yüzde 5-10, çocukların yüzde 20-30’u grip salgınlarından etkilenir. Her yıl dünyada toplamda bir milyar insanı hasta ediyor, bunların 3-5 milyonu hastaneye yatırılması gerekecek kadar şiddetli geçiriyor, 250 bin – 500 binden fazla ölüme yol açıyor. Grip de gebeler, altı ay-beş yaş arası çocuklar, 65 yaş üzerindekiler, kalp-akciğer hastalıkları, diyabet , kanser vb. sağlık sorunları olanlarda ölümle sonuçlanan ağır-şiddetli hastalık tablosu yapıyor.” Grip virüslerinin pandemi potansiyelleri bulunduğunu söyleyen Şenol, şöyle devam etti: “Covid-19, 100 kişide 9-10 kişiyi öldürüyor. Yani gribin 10-100 katı daha öldürücü. Grip aşılarıyla bu virüsle ilişkili ölümlerin yüzde 80 önlenebiliyor. Ayrıca grip, -GBS (Guillian Barre Sendromu ), miyokardit (kalp kası iltihabı), kalp krizi ve inme riskiyle ilişkili. Grip aşısıyla sağlanan bağışıklık bu komplikasyonları da önlüyor.”
TTB Pandemi Çalışma Grubu’ndan Prof. Dr. Oğuz Kılınç, Omicron’un hafif geçirildiği iddialarına karşılık, şunları söyledi: “Ne bilim ne de klinik gözlerimiz bunu söylüyor. Toplumda böyle bir algı oluşursa önlemlerden vazgeçilir. Geçen hafta 36 yaşında, iki çocuk annesi bir hastamızı kaybettik. Aşısızdı, ‘Grip gibi bir şey bu. Üşüttüğüm için ağır geçiriyorum. İki gün sonra buradan çıkarım’ demişti. Omicron da ağır geçiriliyor. İnsanlar ölüyor. Amerika’da da bu yaşandı. Başta ‘Ölüm yok’ denirken, üç eyalette tırmanmaya başladı. Türkiye rakamları da düşük değil. Bugünkü veriye göre 189 insanımız öldü. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Ölenler maalesef orta alt gelirli, dezavantajlı gruplar.”
Pandeminin Seyri
Omicron varyantı tüm dünyayı sallamaya devam ediyor. Omicron varyantının yarattığı patlama ile küresel düzeyde toplam vaka sayısı 375 milyonun üzerine çıkarken Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 5 milyon 680 bini aştı. Aktif hasta sayısı da yükselmeye devam ederek 73 milyonu da geçti. Bununla birlikte son 24 saatte dünya genelinde yeni vaka sayısı 2 milyon 85 bin civarında, Covid-19’a bağlı ölüm sayısı ise 5 bin 755 kişi. Hafta sonu yaşanan sağlık hizmetlerine erişim, bildirim sorunları (bildirim yapamayan ülkeler, yetersiz bildirim vb), test yaptıramama gibi nedenlerle gerçek tabloyu net göremiyoruz. Bununla birlikte küresel yeni vaka sayısının düşüş eğilimine girmiş olabiliriz. Bu düşüş tüm coğrafyalarda görülmüyor. Amerika kıtasında düşüş eğilimi gözlenirken diğer kıtalarda yükseliş eğilimi devam ediyor.
Türkiye’de son 24 saatte 88 bin 145 kişiye Covid-19 tanısı kondu. Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 189 kişi. Toplam vaka sayısı 11 milyon 526 binin üzerine çıkarken toplam can kaybı 87 bin 234 kişiye yükseldi. Ağustos sonu başlayan Delta varyantına bağlı pik kontrol alınamamış, bunun üzerine daha da fazla bulaştırıcı olan Omicron varyantı eklendiği bir tablo ile karşı karşıyayız. PCR test zorunluluğunun kaldırılmasına rağmen günlük test sayısı 428 binin üzerindedir. Aktif hasta sayısında artış eğilimi devam ediyor, resmi istatistiklere göre bile 622 bin civarında bulaştırma potansiyeli olan aktif hastaya sahibiz.
***
Halk sağlığı uzmanı Nuriye Ortaylı, “Benim, enfeksiyonun Aralık sonundaki artış hızına ve çok çok yüksek test pozitiflik oranlarına dayanarak yaptığım tahmin Ocak başından beri günlük sayıların 200 binlerin üzerinde seyrettiği ve son günlerde katlandığı. Yani yeterli sayıda test yapsak, mesela Fransa’nın saptadığı gibi yarım milyonlara dayanmış günlük vaka sayılarının yakalanması ihtimal dahilinde.” değerlendirmesini yaptı. Ortaylı, “Bu yüksek vaka sayıları neden oldukları hastane yatışları ve ölümler dolayısıyla çok önemli-uzun süreli sağlık sorunlarına yol açan “Long Covid”i bir yana bıraksak bile. Sağlık Bakanlığının verileri güvenilir değil. Hastane doluluk oranları için de ben kendimce basit bir kriter kullanıyorum; hiç yanılmadı iki yıl boyunca. Whatsapp gruplarında doktorlardan kendi yakınları için yoğun bakım yatağı arayan mesajlar görmeye başlayınca anlıyorum ki durum vahim. Mesajlar başladı. İşin fenası, Omikron, aşılamanın düşük, nüfus başına yoğun bakım yatak sayısının daha sınırlı olduğu doğu ve güneydoğuya da ulaştı. Bu daha çok kayıp anlamına gelecek.” ifadesini kullandı.
Salgın Kontrol Önlemleri
Washington Ulusal Çocuk Hastanesi’nin Pediatrik Enfeksiyon Hastalıkları Bölüm Başkanı Dr. Roberta Lynn DeBiasi, Journal of Infectious Diseases’te (Bulaşıcı Hastalıklar Dergisi) yayınlanan makalesinde hamilelere yönelik söz konusu gerçeklere vurgu yapıyor. Dr. DeBiasi, Covid-19’un gerek anne adayı gerekse yeni doğacak bebeğe verebileceği olası zararlardan korunmak için hamile kadınların mutlaka aşılanması gerektiğini belirtiyor ve ekliyor: “Araştırma ve gözlemler, Covid-19 ile enfekte olan hamile bir kadının ağır enfeksiyon riskinin büyük oranda arttığını gösteriyor.” Hamile kadınların hem ciddi hastalıklara yakalanma hem de hastalıkların seyrinin daha şiddetli olma ihtimali hayli yüksek. Özellikle Covid-19, anne karnındaki bebeğin gelişimini olumsuz etkileyebilir ve hatta plasentada iltihaplanma ve kanamalara neden olabilir.
***
TÜBİTAK Covid-19 Türkiye Platformu’nca desteklenen 7 yerli aşı adayından, Ankara Üniversitesi Kanser Araştırma Enstitüsü’nce geliştirilen aşının çalışmalarına, 17 Mart 2020’de başlandı. Aşıyı geliştiren Enstitü Müdürü Prof. Dr. Hakan Akbulut, geliştirdikleri aşının canlı olduğunu belirterek “Benzerleri var. Oxford Üniversitesi’nin geliştirdiği bir aşı var, yine ABD’de bir başka firmanın geliştirdiği adenovirüs aşısı, bir de Sputnik aşısı var. Ülkemizde bu tür aşılar uygulanmıyor. Bizim aşımızın diğer aşılardan bir farkı var. Özellikle bizim ülkemizde kullanılan mRNA ve inaktif aşılardan da çok farklı. Öncelikle canlı bir aşı. Daha kuvvetli bir bağışıklık cevabı oluşturabilme potansiyeline sahip. Tasarımdaki farklılık, aşımızın çok güçlü ve koruma süresinin uzun olmasını sağlıyor. Bunları laboratuvar çalışmalarına dayanarak söylüyoruz. Kesin sonucunu ancak insanlarda kullandıktan sonra öğrenebileceğiz” dedi.
***
Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi dekan yardımcısı ve klinik mikrobiyoloji ve enfeksiyon hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Necla Tülek, Covid-19’un Omicron varyantında kişilerin tekrar enfeksiyon geçirme oranlarının yüksek olduğuna dikkati çekerek, bu varyantta hastalığı geçirme yoluyla toplumsal bağışıklığın oluşmasının mümkün olmadığını söyledi. Tülek, toplumsal bağışıklığa aşılanmayla ulaşılabileceğinin altını çizerek şunları söyledi:
“Toplumun en az yüzde 90’ının aşılanması gerekiyor. Fakat aşılanmada da farklılıklar var. Daha önceki aşıların koruyuculuk oranı yüksek ama birkaç ay sonra bağışıklamanın düştüğünü görüyoruz. Bu nedenle bizim toplumsal bağışıklığa ulaşabilmemiz için toplumun en az yüzde 90’ının çok hızlı bir şekilde aşılanması lazım. Çünkü virüsler mutasyona çok uygun, bu oranda aşılanmayı sağlayamazsak virüsün çoğalması, toplumda yayılması yeni mutasyonların, varyantların ortaya çıkmasına yol açacak. Bu nedenle toplumda çok yüksek düzeyde, hızlı aşılama gerekiyor. Aşılamada da sadece iki doz yetmiyor, artık hatırlatma dozunun da mutlaka olması lazım.” İnaktif aşıların koruyuculuğunun ise Delta ve Omicron’a karşı etkili olmadığını dile getiren Tülek, “Toplumuzdaki aşılanma oranlarının bu verilerle birlikte gösterilmesi önemli. Son üç ayda kaç kişi aşı oldu, kaçı mRNA’ydı ve kaç kişi hatırlatma dozunu yaptırdı? Bu bize gerçek rakamları gösterecektir” görüşünü paylaştı.
SARS-COV2
Bilkent Üniversitesi Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi’nden (UNAM) Sentetik Biyoloji Uzmanı Doç. Dr. Urartu Şeker, Omikron varyantının sanıldığı gibi Delta’dan evrimleşmediğini, ayrıca başka bir koldan geldiği yönündeki kanıtların daha kuvvetli olduğunu söyledi. Urartu Şeker “Omikron Delta’dan mutasyona uğrayıp ortaya çıkmış bir varyant değil. Aslında Wuhan’daki orijinal virüsten sonra ilk ortaya çıkan ‘Alfa’ varyantı gibi düşünebiliriz. Bir sonraki adımının ne olacağını açıkçası bilemiyoruz. Yani yeni bir varyant oluşacak mı? Çok yüksek ihtimal. Ama pandeminin sonunu Omikron varyantı getirecek demek için hâlâ çok erken. Kişisel önlemler ve aşılama hâlâ çok önemli” dedi.
Not: Dünya ve Türkiye Covid-19 istatistiklerini Worldmeter sitesine göre vermeye devam ediyoruz. Her gün paylaştığımız veri bir gün önceye ait olup ülkelerin bildirimlerine göre şekilleniyor. Veriyi her gün sabit saatte (sabah 07.00-8.00) alıyoruz.
