TTB’nin “Deprem ve Çocuk Sağlığı” bülteninde depremzede çocukların ruh sağlığının iyileştirilmesinde okulların önemi vurgulanarak; “Okullara teşvik , okulların açılması kadar önemli” denildi.
Görsel: TTB
“ÖNÜMÜZDEKİ 10 YILDA ENKAZA BAĞLI SAĞLIK SORUNLARIYLA KARŞILAŞILACAK”
20’nci Deprem Bülteni açılış konuşmasını TTB MK üyesi Dr. Onur Naci Karahancı yaptı. Karahancı’ya TTB İnsan Hakları Kolu Başkanı Dr. Ali Karakoç da eşlik etti.
İlk sözü Malatya’da bulunan TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut aldı. Bölgede devam eden enkaz kaldırma çalışmalarının önümüzdeki 10 ila 20 yıllık süreçte yeni sağlık sorunlarına sebep olacağına dikkat çeken Bulut; bu duruma polimer malzemelerinde neden olacağını kaydetti. Hekimlerin bir rotasyonla gel-git yaparak çalıştığına konuşmasında yer veren Bulut, “Malatya’da yerleşim yerleri, konutlar ve barınma alanları yok. Hekimlerin çalışma koşulları zor. Bugüne dair bültenin konusu çocuk sağlığı. Malatya’da 6 bin insanın kaldığı yerleşim alanında çocuklara ait sistem oturmuş. Bu güzel bir gelişmeydi.” dedi.
“ÇOCUKLAR VE KADINLAR YETERLİ BESLENEMİYOR”
Adıyaman’da çalışma yürüten TTB MK üyesi Dr. Aydın Şirin ise kırılgan grup olan kadın ve çocukların dengeli ve yeterli beslenemediğine dikkat çekerek; “Çadırkent ziyaretlerimiz sırasında vitamin benzeri malzemeler dağıtıyoruz. Dağıtılan gıdalar çocukların yeterli vitamin alımını karşılamıyor. Burada yetişkin psikiyatristler var. Ancak çocuk psikiyatristleri yok.” dedi.
Adıyaman merkez ve köylerinde okulların kapalı olduğunu aktaran Şirin, “Çocukların okullara devamlılığı büyük sorun. Çok sayıda konteyner kentlere çalışmalar yürütülüyor. Burada çok sayıda da psikososyal dernek var. Bunların arasında organizasyonu sağlamaya yönelik çalışmalarımız söz konusu” dedi.
Hatay’dan yayına bağlanan Dr. Ahmet Özdemir de barınma koşullarının yetersizliğine değindiği konuşmasında; çocukların beslenmeye dair sorunlarının yanı sıra giyime dair de sorunlar yaşadığını ifade etti. Nüfusun yıkılan kentlerden köylere çekildiğini ve bu yönlü değişime dair bir tespitle çalışmanın düzenlenmesi gerektiğini ifade eden Özdemir, halen çok sayıda gönüllü çalışanın sahada çalışma yürüttüğünü de kaydetti.
“MULTİDİSİPLİNER BİR ÇALIŞMA SAĞLANMALI”
Özdemir’in ardından bültenin ana temasına ilişkin Çocuk Psikiyatristi ve aynı zamanda TTB Okul Sağlığı Çalışma Grubu’nda görevli Dr. Yankı Yazgan ile Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı ve TTB Aşı Çalışma Grubu üyesi Dr. Betül Ulukol kamuoyunu bilgilendirdi.
İlk sözü alan Dr. Yazgan, bir bütün olarak çocuk sağlığı meselesine yaklaşılması gerektiğini, bunun için multidisipliner bir çalışma yürütülmesinin önemli olduğunu ifade ederek; “Çocukların oyun alanları açılmalı. Anne ve babaların ruh sağlığı iyileştirilmeli. Afetin yarattığı bu yeni durumda bireyin iyileştirilmesi koşulların iyileştirilmesine bağlı” diye konuştu.
Okulların açılmasının bu koşullarda iyileştirici bir adım olarak ifade eden Dr. Yazgan, “Deprem bölgesinde nüfusun 5’te biri çocuk. Ve her çocuk ailesinden en az birini kaybetti. Bunların arasında sınava girecek olan çocuklar var. Bu eşit olmayan tabloda deprem bölgesinde olan sınava girecek olan çocuklar için kontenjanlar oluşturulabilir. Öte yandan ruhsal iyileştirmeye katkı sağlayacak en önemli unsur aileler. Ancak travma yaşayan ailelerinde bu yükü taşıyamadığını görüyoruz. Burada daha önceki deneyimlerden de okulun önemine bir kez daha vurgu yapmak gerekir. Okul çocuğu korur. Ancak devamsızlıklara dair tespitler var. Adana’da örneğin okullara devamsızlıkta artış var. Hem aile hem de çocukların korkuları söz konusu. Bu kritik bir sorun. Okullara teşvikin sağlanması okulları açmak kadar önemli. Okullarda eğitim veren çalışanların da sağlık çalışanlarına benzer sorunları var. Bunlara da çözüm bir an evvel sağlanmalı” dedi.
“OLAĞANÜSTÜ KOŞULLARDA ANNE SÜTÜ ÖNEMLİ”
Yazgan’ın ardından söz alan Dr. Betül Ulukol da şunları ifade etti: “Bu süreçte çocukların sağlığı için yapılması gereken şeyler aslında normal süreçte de yapılması gereken şeyler. Burada bunların altını daha da çizmek gerekiyor; örneğin beslenme gibi. Şuna dikkat çekmek isterim. Olağanüstü koşullarda önemli bir konu anne sütü. Anne stresten etkilenir ve süt geri çekilebilir. Ancak burada müdahale ile süt geri getirilebilir. Burada anneye destek önemli ve beslenme de burada öneme sahip. Bir de temiz suya erişimin olmadığı durumlarda süt yoksa nasıl mama yapılacağının da bilinmesi gerekiyor. Bir diğer dikkat çekilmesi gereken husus; aşı. Bulaşıcı hastalıkların yayılımın kolay olduğu bu ortamlarda aşılama hayati öneme sahip. Bölgede henüz kontrol altına alınamamış hastalıklar söz konusu. Bakanlığın daha yeni salgın yapabilecek hastalıklar noktasında aşılamaya başladığını söylemek de gerek. Benim bir diğer dikkat çekmek istediğim nokta çocukların güvenliği. Çocuklar duygusal, fiziksel şiddet riski altında. Buna dair önlemler alınmalı.”
Kaynak: EVRENSEL
