Türk Tabipleri Birliği Hukuk Bürosu bugün yaptığı açıklamada, “Kanun teklifinde TTB’nin sağlıkta şiddet ile ilgili önerileri kısmen yer alsa da yeterli değildir” diyerek bir açıklama yaptı.
Bir süredir Adalet Bakanı ve Sağlık Bakanı’nın açıklamalarında yer alan ve 14 Mart’ta da Cumhurbaşkanı’nın konuşmasında dile getirdiği, sağlıkta şiddet ve malpraktis (yanlış-özensiz tedavi) konuları ile ilgili yasal düzenlemeler; dün “Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” içerisinde TBMM’ye getirilerek Adalet Komisyonu’na iletildi.
Türk Tabipleri Birliği Hukuk Bürosu ise bugün yaptığı açıklamada, “Kanun teklifinde TTB’nin sağlıkta şiddet ile ilgili önerileri kısmen yer alsa da yeterli değildir” diyerek bir açıklama yaptı.
“Çözüm sunmayacak”
TTB dün Meclis’e getirilen kanun teklifiyle ilgili özetle şu açıklamayı yaptı:
“Dün TBMM’ye gelen yasa teklifi, TTB’nin önerilerinin bazılarını içerse de sağlıkta şiddete bütünlüklü bir bakış açısından yoksundur. Sağlıkta şiddetin azalabilmesi için en başta sağlıkta dönüşüm programı ile daha da bozulan sağlık sistemi ve buna bağlı ağırlaşan çalışma koşulları düzeltilmelidir. Sağlık sistemindeki tıkanma ve derinleşen ekonomik kriz ile birlikte belirgin bir artış gösteren sağlıkta şiddetin ortaya çıkış nedenlerini her yönüyle analiz etmeden yapılan göstermelik düzenlemeler, bize herhangi bir çözüm sunmayacaktır.”
“Yeni sorunları beraberinde getirecek”
Mesleki Sorumluluk Kurulunun, malpraktis sorununa çözüm olmak yerine yeni sorunları beraberinde getireceğini belirten TTB şöyle devam etti:
“Kanun teklifindeki bir diğer düzenleme ise malpraktis konulu soruşturmalarla ilgili oluşturulan Mesleki Sorumluluk Kurulu’dur. TTB’nin malpraktis konusunda da geçmişteki net duruşu devam etmektedir.
Sağlık Bakanlığı’nın kendi politikasını belirleme yetkisinin elinden alındığı; tıbbi işlemin ne olduğuna Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın, geri ödeme yetkisiyle reçete edilebilir olana Sosyal Güvenlik Kurumu’nun karar verdiği bir sağlık hizmeti ortamı söz konusudur. Hekimin mesleki özerkliğinin tümüyle kısıtlanmaya çalışıldığı, sağlık idarecilerinden beklenenin ise sağlık çalışanlarının “ne söylenirse onu yapmalarını” temin etmekten ibaret olduğu bir yapıda; sağlık hizmetinden kaynaklı kusurun bireysel olarak ele alınması, sorunu çözmekten uzaktır.
“Yapılacak düzenleme ile getirilmek istenen kurul, sistemin koruyucularının kendi kusurlarını görünmez hale getirmesine yol açacaktır. Nüfusundan fazla acil servis başvurusu olan dünyadaki tek ülke olan, yılda 570 milyon başvurunun yapıldığı, kişi başına yılda sağlık kurumlarına başvurunun 10’a yükseldiği Türkiye’de; Mesleki Sorumluluk Kurulu, kimin cezalandırılacağını seçmek ve mevcut davaları ötelemek dışında anlamlı bir çözüm üretemeyecektir. Sağlık hizmetinden kaynaklanan kusurların kamusal olarak karşılanması, nedenlerinin araştırılarak çözüm yöntemlerine yoğunlaşılması gerekmektedir. Oysa getirilen kanun teklifi, malpraktis sorununa çare olmaktan çok yeni sorunları beraberinde getirecektir.”
“Hayal kırıklığı”
“Sağlık Bakanı’nın ‘Bazı şeyler asla eskisi gibi olmayacak’ şeklinde yorumladığı kanun teklifi, ne yazık ki ne sağlıkta şiddet ne de malpraktis konularında beklentileri karşılayabilecek kapasitede değildir ve şimdiden hayal kırıklığı oluşturmuştur. Etkili yasal düzenlemelerin oluşturulabilmesi için TTB’nin önerileri tümüyle uygulanmalıdır.”
Ne olmuştu
AKP’DEN KANUN TEKLİFİ –Kadına ve sağlık çalışanlarına şiddeti “katalog suç” kapsamına alan tasarı TBMM’de
AKP, kadına yönelik şiddetin önlenmesine ve sağlık çalışanlarının özlük haklarına yönelik 18 maddelik kanun teklifini TBMM Başkanlığı’na sundu.
AKP Grup Başkan Vekili Bülent Turan ve AKP Ankara Milletvekili Selva Çam, TBMM´de düzenledikleri basın toplantısında “İkanun teklifimiz; kadına karşı şiddetin önlenmesi ve sağlık çalışanlarımızın özlük haklarını içeriyor. Tüm partilerimizden pozitif yaklaşımlar bekliyoruz” dediler..
Caydırıcı cezalar
İlk imza sahibi Ankara Milletvekili Selva Çam “Teklifimiz ile kadına karşı şiddette işlenen suçlara karşı caydırıcı cezalar getiriliyor.” dedi ve hem ‘yaralama’ hem de ‘kasten öldürme’ eylemlerinde cezalar artırılarak caydırıcılığı yükseltilen bir teklif sunduklarını anlattı.
Türk Ceza Kanunu’nun 62’nci maddesinin 2’nci fıkrasında duruşma öncesi ve duruşma sırasındaki davranışların iyi hal indirimi kapsamına alındığını hatırlatan AK Parti’li Çam, “Yeni düzenlemede pişmanlığı gösteren davranışların esas alınmasını istiyoruz.” dedi ve duruşma sırasında hakimi etkilemek için yapılmış şekli davranışların, rol yapmanın takdiri indirim nedeni sayılamayacağına dair bir hüküm getirdiklerini açıkladı.
“Bu düzenlemeyle kamuoyunda kravat takmak, el bağlamak, boyun bükmek ve benzeri hususlar nedeniyle indirim yapıldığı algısı; iyi hal indiriminin uygulanmasında kanundan kaynaklanan aksaklıklar ortadan kaldırılıyor” dedi.
Kadına karşı kasten yaralama katalog suç olacak
Selva Çam, kadına karşı işlenen ‘kasten yaralama’ suçunun tutuklama nedeni varsayılan katalog suçlar arasına alınacağını belirtti. “Kasten yaralama suçunun beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı veya canavarca hisle işlenmesi de katalog suç sayılacak.” dedi.
Çam’ın verdiği bilgiye göre “yasayla ayrıca kadına karşı şiddetle daha etkin mücadele edilebilmesi ve caydırıcılığın sağlanması için nitelikli hal düzenlemeleri kapsamında, suçların kadına karşı işlenmesi halinde cezaların artırılması sağlanacak.”
Israrı takip de suç olacak
Tekifle “ısrarlı takip” ilk kez Türk Ceza Kanunu kapsaında başlı başına suç olarak tanımlanıyor. Kadına tacizin farklı bir biçimi olarak ısrarlı takibe 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. Suçun çocuğa, ayrılık kararı alınan veya boşandığı eşe karşı işlenmesi ya da mağdurun okulunu, iş yerini, konutunu terk etmesine, değiştirmesine yol açması halinde ceza 1 yıldan 3 yıla kadar hapis olarak belirlenecek. Selva Çam, düzenleme ile şiddet mağduru kadınlara talep etmeleri halinde baro tarafından ücretsiz avukat da görevlendirilebileceğini belirterek, “Ümit ediyoruz ki bu kanun teklifiyle ceza kanununda yer alacak düzenlemelerin, kadına ve çocuklara yönelik şiddetin son bulması için caydırıcı bir işlevi olsun” dedi.
Sağlık çalışanlarına yönelik malpraktis davaları
Teklifte sağlık çalışanlarını ilgilendiren en önemli konulardan biri, “hekimlerin tedavi uygulamaları sonrası karşılaştıkları ‘malpraktis davalarına’ karşı gerekli yasal güvence ve desteklerin sağlanmasına ilişkin öneriler” olarak açıklandı.
Öte yandan, sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı “görevleri sırasında ya da görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçu da ceza muhakemesi kanunu kapsamında katalog suçlara dahil edilerek, uygulayıcı hakim ve savcılar bakımından görünür hale getiriliyor.”
Kaynak: Bianet
