Özgür Denizli

Yüzlerce yıla yayılan gösterişli ve çılgın bir aksiyon – Atilla Dorsay

Filmin belki en büyük başarısı, kendisini ciddiye almaması, hatta sürekli kendi kendisiyle alay etmesidir!.. Ve de o çok zengin oyuncu kadrosu

BLACK ADAM

X X X

Yönetmen: Jaume Collet-Serra
Senaryo: Adam Sztykiel, Rory Haines, Schrab Noshirvani
Görüntü: Lawrence Sher
Müzik: Lorne Balfe
Oyuncular: Dwayne Johnson, Sarah Shahi, Viola Davis, Pierce Brosnan, Noah Centineo, Aldis Hodge, Quintessa Swindell, Odelya Halevi, Mohamed Amer, Jalon Christian/ Warner Bros filmi, 2022.

 

Marvel efsanesinin başlıca rakibi DC şirketinin Warner Bros’la işbirliğinden çıkan bu iki saatlik film, doğrusu daha çok gençlere sesleniyor. Ama kendine göre bir anlatım, aksiyon ve alışılmamış kahramanlar yaratma özelliği var. Bu yanıyla biraz çocuk ruhlu kalmışları da cezbedebilir.

Hikaye M. Ö. 2500 yıl öncesinde başlıyor. Kahndaq adlı bir kentte kral Akh-ton diye zalim bir kral ve de tam tersine, bir an önce daha özgürce yaşamayı isteyen bir halk vardır. Babasına karşı çıkan gencecik Hurut ise başlıbaşına bir silahşördür.

Efsanelerle yaşayan bu ülkede, kral Akh-ton özellikle Orta Doğu masallarında (başta 1001 Gece Masalları) çok adı geçen Shazam sözcüğünü kullanarak, efsanevi bir tacı yeniden yaratmaya çabalar. Bu amaç için de doğada zor bulunan eternium adlı bir taşı bulmaları için askerlerini ve tebaasını zorlar. Ama bu zorlama ölümlere neden olur.

Ve aradan sıyrılan Black Adam, namı diğer Teth Adam araya girerek kral taraftarlarını, giderek tüm kötüleri yok etmeye girişir. Perdede görülmüş tüm üstün-adamların sanki birleşimi olan bu siyahi dev, tüm fizik kurallarına karşı çıkmak için yaratılmıştır sanki… Sürekli uçar, zıplar, koşar, atlar… Ve tüm o öteki üstün-adamların tersine, öldürmeyi sever. Yeter ki karşısındaki bunu hak etmiş olsun!.. Ama sonu acılı olacak, tüm gücüne karşın ölecek ve bir mezara gömülecektir.

Aradan uzun yıllar, daha doğrusu yüzyıllar geçer. Mimarisi Orta Çağ’la modern zaman, Orta Doğu ile ABD, Hristiyanla İslam arasında bir karmaşa içeren, ama galiba bir Orta Doğu (ya da bir yerde yazdığı gibi Mısır) kenti olan Kahndaq’ın bugününe geliriz. Kent bu kez paralı askerler ve suç çeteleri istilası altındadır. O yüzyıllar öncesinin küçük, cesur çocuğu sanki yine oradadır. Halkın umutsuzluğu onca zaman sonra aynı biçimde sürmektedir. Oysa, dedikleri gibi “bir halkın mutlaka umudu olmalıdır“.

Böylece özgürlükçü bir gurupla paralı askerler, hepsine meydan okuyan bir Adalet Topluluğu karşı karşıya gelirler.

Ayrıca yine niyetleri şüpheli ve eylemleri kuşkulu bir Intergang gurubu da ortaya çıkar. Kahndaq’lı arkeolog ve savaşçı Adrianna, küçük oğlu ve şişman ağabeyiyle birlikte ilk iş olarak Black Adam’ı mezarından çıkarıp canlandırır. Bir süre oyun dışı kalır gibi olan dev adam yeniden işbaşı yapar. Ve araya ‘nanobotlar’ın da karıştığı savaş başlar.

Film aslında bitmeyen bir enerjiyle, sürekli hareket halinde bir aksiyonla ve dur-durak bilmeyen bir tempoyla anlatılır. Öylesine ki, yer yer yorgunluk hissi uyandırdığı ve seyircinin perdeden koptuğu da söylenebilir. Üstelik filmin sık sık yinelenen kimi sloganları da doğrusu çocukçadır. Örneğin “ölüme giden tek yol hayattır“… Ki bunu tersine çevirip de kullanırlar: “Hayata giden yol ölümden geçer.” diye… Artık hangisini beğenirseniz…

Ama hakkını bu kadar yemeyelim. Filmin belki en büyük başarısı, kendisini ciddiye almaması, hatta sürekli kendi kendisiyle alay etmesidir!.. Ve de o çok zengin oyuncu kadrosu. Öncelikle perdede aksiyonda sivrilmiş olsa da en çok Rock kişiliğiyle ve Fast and Furious serisiyle tanınan, böylesine bir ‘comics‘ uyarlamasında bu denli fantastik bir kişiliği ilk kez oynayan Dwayne Johnson‘un varlığı ve o alabildiğine abartılı kişiliğe belli bir yaşarlık getirme başarısı.

Ayrıca Kent ve Parker adlı karakterlerin sıra dışı dostluğu da dikkat çekecek kadar ilginçtir. Doktor Fate (Kader) rolünde bir dönemin James Bond’larından Pierce Brosnan ışıl ışıl parıldar. Kadınlar ise hayli ön plana geçmeyi başarır: özellikle Adriana’da Sarah Shahi, Amanda’da Viola Davis, Swindell’de Quintessa Swindell, Shiruta’da Odelya Halevi gibi… Ve de adını çıkaramadığım o küçük cocuklar: hem eski, hem de yakın çağdakiler…

Ve de bir final sürprizi… Eğer jeneriklerin sonunu beklerseniz, Black Adam’ı bir yakışıklıyla göreceksiniz. O -eğer yanılmıyorsam- perdede bir kez oynadığı bir rolle, Superman’le ilgi çeken Henry Cavill. Yakında yeni bir filmde ikisi bir araya gelebilir. Beklemeye değmez mi?

Kaynak: T24

Exit mobile version